İhraç kararının iptali davasında davacıların mecburi dava arkadaşı olmadığı ve bu nedenle davaların ayrı ayrı görülmesinde doğru sonuca ulaşmak için zorunluluk olduğu, davaların tefrik edilerek ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılması gerektiği Mahkemece davacılardan talep edilen alacakların dayanakları belirlenip bu alacakların dayandığı genel kurulların iptal edilip edilmediği tespit edilmesi, kooperatif kayıtlarında görünen alacakların ve ihtarların ayrı ayrı karşılaştırılıp ihtarnamedeki alacak miktarlarının gerçek alacak miktarlarını yansıtıp yansıtmadığı ve her iki ihtarnamelerde istenen alacak miktarlarının aynı olup olmadığı belirlendikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı H. Maraşlı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile davalıların eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespiti, sona erdirilmesi ve davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, önlenmesi istemlerine-
TKM.nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 17.11.2006 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, TMK.'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu-
Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
743 sayılı TMK'nun 541 ve 4721 sayılı TMK'nun 600.maddelerine göre vasiyetnamenin yerine getirilmesi davalarının vasiyet alacaklısı tarafından vasiyeti yerine getirilme görevlisi varsa ona, yoksa yasal ve atanmış mirasçılara karşı açılacağı-
İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, süresi belirli olsun veya olmasın işçinin, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebileceği-
8. HD. 18.03.2019 T. E: 2018/680, K: 2842-
Tacir olan borçlu bankanın, BK.'nun 21. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 28) öngörülen «hiffet» veya «tecrübesizlik» hallerine dayanamazsa da, «müzayaka» halinden istifade etmek suretiyle meydana gelen edimler arasında açık bir nisbetsizlik bulunan hallerinde «talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu» ileri sürerek akdi feshedebileceği–
Bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyeceği- Davalı üçüncü kişi şirketin borçlunun komşusu olması nedeniyle onun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde ticari işletme bulunması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1-2-3 gereğince iptale tabi bulunduğu-
6. HD. 01.12.2022 T. E: 2021/6511, K: 5609
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.