Borçlu tarafından sunulan, "......sözleşmeye mahsuben ödeme" ibaresini içeren dekontun, İİK'nın 68 maddesinin 1. fıkrasına göre takip konusu borca mahsuben yapılıp yapılmadığının icra mahkemesince araştırılmasının, icra mahkemesinin yetkisinde olup, yargılamayı gerektirmeyeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Trafik sigortacısı tarafından zarar görenlere ödenen tazminatın sigortalısından ehliyetsizlik ve alkol nedeniyle rücuan alacak istemi-
Dava konusu taşınmaz 07.10.1940 tarihinde kadastroya tabi tutulmuş kadastro tutanağı şerhsiz olarak 07.10.1940 tarihinde kesinleşmiş olup; davacı vakıf şerhinin tapulamadan önceki ilk tedavül kayıtlarında bulunduğu iddiasıyla, vakıf şerhinin tapu siciline işlenmesi için davasını 27.06.2001 tarihinde açmış olduğundan 3402 sayılı Yasa ile öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre, vakıf şerhinin sicile yazılması isteğinin yerel mahkemece reddinin yerinde olduğu-
Cevap dilekçesinde herhangi bir delil (HMK. mad. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için (HMK. mad. 145. maddesinde) belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya delil bildirmesi için süre verilemeyeceği- TMK. mad. 181/2 uyarınca, ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam edebilecekleri- "Bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Y.li sayıda medar-ı tatbik imzalar üzerinde incelemeyi içermeyen ve bu hali itibariyle de hükme dayanak yapılması isabetli olmayan bilirkişi raporuna göre bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığına karar verilemeyeceği-
İtirazın iptali davasına konu kambiyo senedi ile ilgili olarak imzasını inkar etmesi nedeniyle davacının, mahkeme huzurunda imza örnekleri alınarak ve dava konusu çekin düzenleme (ve ibraz) tarihi ile öncesine ait yakın tarihli davacıya imzaların bulunduğu yeteri kadar belge asılları dosyaya getirtilerek onusunda uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli bir rapor alınarak ulaşılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalının isticvap edilerek kasa tediye fişindeki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulduktan sonra, davalının imzayı açıkça inkar etmesi halinde belgenin aslı ile mukayeseye elverişli imza örneklerinin temin edilerek bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılarak neticesine göre, davalının savunması uyarınca imza incelemesine gerek olmaması halinde ise, dosya içerisindeki diğer tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmemesi hususu İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, bu maddede tazminat öngörülmediği halde mahkemece alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekeceği-
İmza incelemesinde, inkar edenin atılış tarihi itibariyle inkar edilen imzası ile yakın tarihte atılmış, uygulamaya elverişli imzalarının temin edilmesinin gerekeceği, uygulamaya elverişli (tatbike medar) belgelerin HMK’nun 211. maddesinde sayıldığı, imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğunun göz ardı edilmemesinin ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya gidilmemesinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.