Bonoda teminat senedi ibaresinin bulunmasının, bononun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere mahsus yol ile takibe dayanak yapılmasını engellemeyeceği, davacının gerek kendi müşterilerine kullandığı serbest meslek makbuzlarından dolayı davalıya tahakkuk edecek olan vergi borçlarının teminatı olarak senedin verildiğini, gerekse davalıya vergi borcu için elden ödeme yapıldığı iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, vergi borçlarının belge asıllarını dosyaya sunan davalı tarafından ödendiği, dava konusu senet nedeniyle davacı yanın yükümlülüğünün devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Temlik eden banka ile davacı arasında kredi sözleşmesi bulunmasa bile, şayet davacıya ödeme yapılmış ise bu durumda kredi kullandırılmış sayılacağı- Davanın İİK.72. maddesine dayalı açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu- Davalı tarafından icra takibine konu edilen genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının sabit olduğu; davalının sözleşmedeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda bulunduğu- Bu nedenle davalının sözleşmede imzası bulunmadığı halde davacı hakkında icra takibine geçmesi kötüniyetli olup, mahkemece İİK.72/5. maddesi uyarınca davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacıların murisi tarafından davalılara yapılan ödemelerin karşılığı olarak davalı şirketin ½ payının davacılar adına pay defterine kaydedilmesi, aksi halde bu amaçla ödenen paranın davalılardan tahsili istemi- Taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak ödenen paranın iadesi talep olunduğundan ve dava tarihinden önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik olmadığı- Davacıların murisi tarafından yapılan ödemeler tespit edilirken banka hesap ekstreleri dışında bir takım fotokopi makbuz, fatura ve belgeler de dikkate alınmış olup bu belgeler davalı tarafça kabul edilmediğinden, mahkemece, davacı tarafa banka ekstreleri dışındaki fotokopi belgelerin asıllarının sunulması için süre verilmesi, belge asılları sunulursa yapılan ödemelerin tespitinde bu belgelerin dikkate alınması, aksi halde ise bu belgelerde yazılı ödemelerden davalıların sorumlu tutulamayacaklarının gözetilmesi gerektiği- Gerçek şahıs davalılara yapılan bir ödeme varsa, ödeme yapılan bu şahısların yapılan ödemeler tutarınca sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği- 818 sayılı BK. mad. 83 uyarınca da, yabancı para borcunun ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilmesinin mümkün olduğu-
Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurusu İİK'nun 78. maddesi gereğince düşen takibin usulünce yenilenmediği, yine İİK'nun 150/e maddesi kapsamında takibin düştüğüne ilişkin olup, bu konuda bilirkişi incelemesi yapılarak sonuca gidilmesinin hakimlik mesleği ile bağdaşmayacağı-
Ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde üzerinde sadece "Örnek 7 ödeme emri vardır" ibaresinin yazılı olduğu ve borcun sebebi olarak gösterilen dayanak faturaların, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından sunulan itfa belgesi altındaki imzanın alacaklıya gösterilerek “bu imzayı kabul edip etmediği” sorulup, imzayı kabul etmesi halinde “itfa itirazının kabulüne”, imzayı kabul etmemesi halinde ise “itfa itirazının reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Daire satışına ilişkin müteahhitle yapılan sözleşmenin, resmi şekil-de yapılmadıkça geçerli olmayacağı-
Alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlattığı takipte, borçlu, taşınmazın asıl borçlunun borcuna karşılık ipotek eden malik olarak üçüncü kişi konumunda olup, icra dosyasında yapılan ihale sonucu, taşınmazın borç bedelini tam karşılamadığı anlaşılmakla İİK.'nin 152. maddesi gereğince rehin açığı belgesinin asıl ipotek borçlusu adına düzenlenmesi gerekeceği-
Üzerinde baskı tarihi yer alacak olan çeklerin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, bankaların o çeke ilişkin kanuni ödeme sorumluluğunun sona ereceği- Sözleşmede davacı bankanın çek depo talebinde bulunabilmesi için net ve açık bir şekilde “çek depo talebi” yazılmamış olduğu, çeklerin de 3167 sayılı kanunun 14.12.2009 tarihinde kabul edilen 5941 sayılı yeni çek kanunu (2009) ile yürürlükten kaldırılan ve aradan 9 yıl gibi bir zaman geçmesi nedeniyle talep edilmemiş olması açıklamalarında da KAYIP yazılı olması nedeniyle davacı bankanın çek depo talebinde bulunamayacağı-
İbranamenin miktar hanesine "0" rakamının sonradan eklenip eklenmediği hususuna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi, belgede tahrifat yapıldığını gösterir nitelikte bulgu saptanamadığı, yazı ve rakamların aynı zamanda mı yoksa farklı zamanlarda mı yazıldıkları hususunda ise mürekkeplerde yazı yaş tayinine yarayan bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından tespite gidilemediğinin bildirildiği- Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporlarla uyuşmazlık konusunun irdelenerek sahtecilik iddiasının çözüme kavuşturulmuş olduğu konusunda duraksama bulunmadığı; hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığını kabul eden direnme kararının yerinde olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.