Tanığa soru sorulması talebinin, yurt içi tır şoförü olan davacının işinin mahiyeti gereği çalışma saatlerinin takeometre kayıtları ile ispatının gerektiği, tanıkla ispatın mümkün olmadığı gerekçesi ile reddi hukuki dinlenme hakkının ihlali olup, tanığa soru sorulması yönündeki talebin yerine getirilmesinin gerektiği-
9. HD. 05.07.2018 T. E: 2015/21079, K: 14849-
22. HD. 08.11.2018 T. E: 2017/16164, K: 23898-
22. HD. 27.03.2019 T. E: 2016/9112, K: 6779-
22. HD. 12.03.2019 T. E: 2016/6257, K: 5763-
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan duruşmaya davacı vekilinin de katıldığı, yargılamanın başından itibaren de davacının vekil ile temsil edildiği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince istinaf aşamasındaki haklılık durumu da gözetilerek istinaf aşamasında duruşmaya katılan davacı taraf yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasının konusunu oluşturamayacağından bu taleplere ilişkin davanın tıpkı yıllık izin ücreti ile ücret taleplerinde olduğu gibi hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilmemesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda hükmedilen alacakların brüt üzerinden hesaplanmış olması durumunda, alacaklının bu miktardan Gelir Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak kesintiler; düştükten sonra, kalan net miktar üzerinden ilamlı takip yapabileceği-
Fazla çalışmanın ispatı noktasında sunulan iş yerine giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtların da delil niteliğinde olduğu- Davacı işçinin iddia ettiği ücrete ve çalışma süresine göre kendisine ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarını belirleyebilecek durumda olduğu anlaşıldığından, davacının alacaklarını hesaplayabilmesi noktasında objektif veya subjektif imkânsızlıktan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, talep edilen alacaklar belirlenebilir nitelikte olduğundan, "belirsiz alacak davası" olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- "Hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması" gerektiğine ilişkin görüşün HGK çoğunuğunca benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.