9. HD. 02.07.2018 T. E: 2017/3172, K: 14253-
Mahkemece, hüküm fıkrasında davanın kabulüne şeklinde karar verilip davalı işveren tarafından yapılan "feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine" ibaresi eklemeksizin işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine karar verilmesinin, davacının kıdemi yaklaşık 3 yıl olmasına rağmen işe başlatmama tazminatı miktarının en üst sınırdan belirlenmesi de hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Tebligat memuru hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ne kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden ne de maddi olgunun belirlenmesi yönünden bağlayıcı olmadığı- Tebligat görevlisi hakkında verilen cezanın kesinleştiği belirtilerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun tebliğ yapmayan personelin zarara sebebiyet verdiği ve verilen zarardan da P. A.Ş’nin sorumlu olduğunun kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı- Davacının oluşan zararı ile tebligat memurunun eylemi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, tebliğ memurlarının kasten yahut ihmal suretiyle usulsüz tebliğ işlemi gerçekleştirerek davacının zararına neden olup olmadıklarının hukuk hâkimince değerlendirilmesi gerektiği-
İşçinin deneme süresi içinde sendikaya üye olabileceği, toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı, grev hakkını kullanabileceği- Deneme süresi içinde sendikal nedenlerle işçinin iş sözleşmesinin feshi halinde işçinin sendikal tazminat talep etme hakkı olduğundan işverenin fesihte eşit davranma borcuna aykırı davranmasına imkânı tanımayacağı- Deneme süreli iş sözleşmesi yapma hakkının kötüye kullanıldığı durumlarda, deneme süreli iş sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceği-
Kendi özgür iradesi ile daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışmak üzere memuriyetten istifa ile ayrılan davacı için yapılan işlemin prosedür gereği olduğunun söylenemeyeceği ve bu durumda memuriyette geçen hizmet süresi kıdem tazminatı ödemesini gerektirmeyen bir nedenle sona eren davacıya, emeklilik nedeniyle yapılacak kıdem tazminatı ödemesinde, memuriyette geçen çalışma süresinin kıdem tazminatına esas süreye dahil edilerek işçilikte geçen süresi ile birleştirilmesinin mümkün olmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ve prim alacaklarının ispatı, hesaplanması ve ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır...
İddianın niteliği itibariyle keşif ve bilirkişi incelemesi dışında bir delille ispatı mümkün olmayan davacı taraf iddiasının sabit olmadığı kabul edilip ispat edilemeyen asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Asıl alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde, biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığı, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıkları, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığı, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı; alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı; alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı; istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı; alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı; yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı; yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Mahkemece, davacının davalı kurumunda tam olarak ne iş yaptığı açıklığa kavuşturulmadığı, davalılar arasında bulunduğu anlaşılan asıl-alt işverenlik sözleşmelerinin getirtilmediği ve muvazaa iddiasının gerekçede irdelenmediği, davacının hangi davalı işyerinde işe iadesine karar verildiği ve yasal sonuçlardan hangi davalının sorumlu olduğu hükümde belirtilmediği görüldüğünden, öncelikle ilgili asıl-alt işverenlik sözleşmeleri dosyaya getirilerek, davacının işe ilk girişinden itibaren hangi hizmet alım sözleşmesi bünyesinde hangi dava dışı şirket nezdinde hangi görevlerde çalıştığının tespit edilmesi ve yine gerekirse uzman bilirkişi kurulundan rapor almak suretiyle davalılar arasında muvazaa bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayandığı anlaşılırsa, asıl işveren işyerine iadeye, muvazaa bulunmayıp sadece asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılırsa, alt işveren davalı şirket nezdindeki işine iadeye, yani, davacının hangi işveren nezdinde işe iadesine karar verilecek ise, bu husus hüküm fıkrasında açıkça belirtilecek şekilde ve her halükarda davalıların yasal sonuçlardan birlikte sorumlu oldukları gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
9. HD. 20.06.2018 T. E: 2017/8320, K: 13408-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından, davacının maçahane bölümünde çalışmakta iken aynı fabrikada bulunan temizleme-tamamlama bölümünde çalıştırılmak istenmesinin iş şartlarında esaslı değişiklik niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre işçinin iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.