7. HD. 12.04.2016 T. E: 2015/6904, K: 7965-
22. HD. 06.03.2019 T. E: 2017/20883, K: 5095-
Sosyal güvenlik destek primine ilişkin 5510 sayılı Kanunun 30/3-a ve geçiş hükümleri içeren geçici 14. maddesi ile zorunlu sigortalılık işlemleri ile ilgili 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan, bu davaların özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmelerinin zorunlu olduğu- Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde mahkemece kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği-
Hizmet tespiti istemi-
22. HD. 12.03.2019 T. E: 2016/6257, K: 5763-
Davacının 13.10.1972 tarihini içeren işe giriş bildirgesi 01.08.1980 tarihinde Kuruma verilmiş olup bu tarihte hak düşürücü süre Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79.maddesinin 5.fıkrasına göre 5 yıl olarak belirlenmesine ve hak düşürücü süre hakkın özünü ortadan kaldıran bir süre olduğuna göre hak düşürücü süre dolduktan sonra, işe giriş bildirgesi verilmesi ve primlerin ödenmesinin hak düşürücü süreyi yeniden canlandırmayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan duruşmaya davacı vekilinin de katıldığı, yargılamanın başından itibaren de davacının vekil ile temsil edildiği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince istinaf aşamasındaki haklılık durumu da gözetilerek istinaf aşamasında duruşmaya katılan davacı taraf yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Fazla çalışmanın ispatı noktasında sunulan iş yerine giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtların da delil niteliğinde olduğu- Davacı işçinin iddia ettiği ücrete ve çalışma süresine göre kendisine ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarını belirleyebilecek durumda olduğu anlaşıldığından, davacının alacaklarını hesaplayabilmesi noktasında objektif veya subjektif imkânsızlıktan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, talep edilen alacaklar belirlenebilir nitelikte olduğundan, "belirsiz alacak davası" olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- "Hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması" gerektiğine ilişkin görüşün HGK çoğunuğunca benimsenmediği-
Ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, davalı Bakanlığa ait işyerinde kısım şefi ve (B) grubu idareci olarak çalışan işçinin, işyeri çalışma koşullarına göre Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığı ve buna göre kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamadığı hususları ile yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır...
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.