Dava konusu taşınmazların hükmen orman vasfı ile tapuya tescillerinden önce "zeytin ağaçlı tarla” vasfıyla tapuda kayıtlı oldukları, taşınmazların imar planı dışında kalıp etrafında meskun mahal bulunmadığı yönündeki Belediye imar ve şehircilik müdürlüğünün yazıları da dikkate alındığından taşınmazların arsa vasfında olduğunu kabul ederek değer belirlemesinin hatalı olduğu-Dava konusu taşınmazların, niteliğinin "arazi" olarak değerlendirilmesi ve taşınmazların sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tazminat istemine konu taşınmazın değerinin hesaplanması, bu şekilde taşınmazın değeri belirlenerek gerçek zararların saptanması, Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı da dikkate alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Tapu kaydının sahtecilik nedeniyle mahkeme kararı ile iptal edilmesi sonucu uğranılan zararın iptal edilmesi sonucu uğranılan zararın tazminine ilişkin davada- Davalı noter ile sahte vekaletnameyi kullanarak maddi menfaat sağlayan davalının müteselsilen sorumlu olduğu ile her ne kadar davacı noterde düzenlenen sahte vekaletnameye dayalı olarak satın aldığı taşınmazın yolsuz tescil nedeniyle gerçek malik adına tescil edilmesi nedeniyle zarara uğramış olup devletin sorumluluğu için kusurun varlığı ya da yokluğu önem taşımadığından hazine hakkında açılan davanın kabulünün gerektiği-
TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan davalarda, taşınmazın değeri Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesindeki yönteme göre belirlenir. Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması ve kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekeceği- Taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturularak bilirkişi kurulu marifetiyle mahalinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınan taşınmazların ise satış tarihleri itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmadan, dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Değerlendirmenin dava tarihi itibarıyla yapılmasına rağmen hükmedilen tazminata da bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-
Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Medeni Yasa'nın 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan ötürü Devletin doğrudan sorumlu olacağı-
Kural olarak, ıslah işleminin harca tabi olduğu, ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılması gerektiği, davalı tarafın harçtan muaf olması halinde dahi nispi peşin harç ve ıslah harcının alınması gerekeceği-
Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK. mad. 1007 anlamında Devletin sorumlu olduğu ancak kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durumun kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK. mad. 1007 uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermeyeceği-
Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemi-
MK. 1007/I’deki tazminatın, haksız fiilden doğan bir tazminat türü olduğu ve BK. 60’daki (şimdi; TBK. mad. 72) zamanaşımına bağlı olduğu-
Dava, taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir...
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.