9. HD. 19.12.2014 T. E: 26671, K: 38733-
İşkolu tespitine ilişkin açılan davada, davalı şirkete ait kaç tane işçinin hangi sözleşme kapsamında söz konusu işyerlerinde çalıştığı, bunların hangi işlerde görevlendirildikleri ve fiilen hangi işleri yaptıkları, bu işçilerin birey olarak birden fazla işi yapması durumunda zamanlarının ne kadarını hangi işte geçirdikleri, ağırlıklı olarak hangi işleri yaptıkları, bu işçilerin yaptıkları işlerde hastane ya da sağlık merkezi personeli çalışıp çalışmadığı, sözleşme kapsamında çalışan işçilerden kaçının sağlık iş koluna giren işleri kaçının veri kayıt ve kontrol işletmenliği, temizlik işlerini yaptıkları araştırılmadan ve tartışılıp değerlendirilmeden buna bağlı olarak da işyeri ya da işyerlerinde yapılan ağırlıklı iş yeterince açıklığa kavuşturulmadan karar verilemeyeceği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
İş mahkemesinin yetkisinin kamu düzeniyle ilgili olduğu, hakimin, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisinin de res'en yetkisizlik kararı verebileceği- Davacı davalılardan ... A.Ş.'nin asıl işveren şirket olduğunu, diğer davalı şirketlerin ise alt işveren olduklarını iddia etmekte olup davacı vekili tarafından ticaret sicil gazetesine göre davalılardan diğer A.Ş.'nin yerleşim adresi Konak İzmir olarak göründüğü, diğerlerinin ticaret sicil kayıtları ise dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, taraf teşkili sağlandıktan sonra, dava tarihi itibari ile davalı şirketlerin güncel ticaret sicil kayıtları celp edilerek ve tüm dosya kapsamında yer alan deliller birlikte değerlendirilmesi ve mahkemenin yetkili olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerektiği-
Davalılar arasında asıl- alt işveren ilişkisinin olduğu kabul edilmesine rağmen, davacının alt işveren nezdindeki işine iade edilmesi gerekirken hüküm fıkrasında hangi işverene iade edildiğinin gösterilmemesinin, davada birden fazla davalı olduğu halde yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden hangi davalının sorumlu olduğu açıklanmadan "...davalıdan.." denilerek hüküm kurulmasının ve gerekçeli kararın hüküm fıkrası oluşturulurken duruşmada tefhim edilen kısa kararın son paragrafının da kopyalanmasının hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Mahkeme tarafından, bozma sonrası ıslah yapılamayacağı gözetildiği açıklanarak, bozma öncesi 08.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanmış tutar olan 2.585,25 TL üzerinden brüt ilave tediye alacağına hükmedildiği ancak, davacının bozma öncesinde bedel artırım yada ıslah talebinin bulunmadığı, nitekim ilk kararda da davacının talebiyle bağlı kalındığı bildirilerek lehine dava dilekçesinde talep edilen tutar olan 50,00-TL üzerinden ilave tediye alacağına hükmedildiğinin anlaşıldığı, buna göre, mahkemesince ilk kararda olduğu şekilde davacı lehine 50,00 TL ilave tediye alacağına hükmedilmesi gerekirken, 2.585,25 TL ilave tediye alacağına hükmedilmiş olmasının hatalı bulunup, bozmayı gerektirdiği- Somut olayda, her ne kadar davalılar arasında muvazaanın varlığı kabul edilmiş ise de, dava muvazaa iddiasına dayalı alacak (eda) davası niteliğinde olduğundan, muvazaa tespitinden bağımsız olarak, kabul ve reddedilen alacak tutarları dikkate alınarak tarafların leh ve aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hükmedilmesi gerekeceği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
9. HD. 27.10.2022 T. E: 12866, K: 13510
Zamanaşımı süresinin, belirsiz alacak davası açılması ile tüm alacak için kesildiğinden, davacının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğraması söz konusu olmayacağı- İşçilik alacağına ilişkin davada, Davacı vekili önceki dilekçesinde her ne kadar davanın ıslah edildiğini belirtmiş ise de; davanın belirsiz alacak davası olarak açılması, davacı vekilinin sonra duruşmada önceki dilekçesinin, talep artırım dilekçesi niteliğinde olduğunu açıkça beyan etmesi, sözü edilen dilekçede dava konusu kıdem tazminatı dışındaki alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının talep edilmesi ve mahkeme tarafından eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile bu kapsamda yapılan yargılama sonucunda hüküm kurulması karşısında, ilk verilen dilekçenin talep artırım dilekçesi olduğunun kabulü gerektiği- Belirsiz alacak davasında dava konusu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda davacı taraf iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın dava dilekçesinde belirttiği miktarı artırabileceğinden bozma kararı sonrasında da artırım dilekçesi vererek, tamamlama harcı yatırılmak suretiyle talebini artırılabilmesi mümkün olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.