Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır...
Davacının yıllık izin ücreti talebinde bulunduğu uyuşmazlıkta, davacının hizmet süresine göre hak ettiği izin hakkının 266 gün olduğu ve 40 gün izin kullandığı sabit olup; ücret hesabının 40 gün tenzil edilerek 226 gün üzerinden yapılması gerektiği- Yargılama giderleri hakkında döküm yapılmadan karar verilmesinin ve davacının yatırdığı harçların iadesi gerektiğinin gözden kaçırılmasının hatalı olduğu- Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK. mad. 297 'ye aykırı olduğu-
Muvazaalı işlemin tarafı olan alt işverenin de işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilin sorumlu tutulması gerektiği-
9. HD. 20.06.2018 T. E: 2017/8432, K: 13368-
İş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkin davada, 1475 Yasada alt işveren ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olduğu belirtildiğinden, davalı TEİAŞ (asıl işveren), iş kazasından doğan zararlardan işçiye karşı diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece ikinci bozma kararına uyulmakla davalı lehine usulî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı; buradan varılacak sonuca göre davacı işçi ile alt işveren şirket arasında düzenlenen iş sözleşmesinde davacının ücretinin yazılı olduğundan bahisle bu tarihten sonrası yönünden davacının aylık ücretine ilişkin bu değişikliği kabul edip etmediği, ücret farkı alacağı talebinin sonraki dönem için reddinin gerekip gerekmediği-
Yargıtay önceki kararı ücret araştırması yönünden bozmuş, davacı tarafın temyizindeki muvazaa iddiasına karşı ise, dairece bozma ilamında mahkeme kararında dava konusu alacaklardan davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğundan ve davacı tarafça muvazaaya dayalı ücret farkı v.s. gibi bir alacak talep edilmediğinden, davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığının anlaşıldığı belirtildiğinden, bozma ilamının muvazaa yönünden kesin hüküm teşkil etmediği- Mahkemece davalılar arasındaki sözleşme ve şartnameler, davacıların murisinin hayatını kaybettiği iş kazasına yönelik iş yerinde düzenlenen iş müfettiş raporu içerikleri incelenerek ve gerekirse tanıklarda yeniden dinlenmek suretiyle davacıların murisinin tam olarak ne iş yaptığı, murisin çalıştığı sahada davalı Genel Müdürlüğün davacı ile aynı işi yapan işçisi bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği-  Davalılar arasındaki sözleşme konusu işin yapılan asli iş olup olmadığı, asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise murisin hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı, yaptırılan iş yönünden murise emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak, bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı Genel Müdürlüğü'nden den ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiği-
5584 sayılı Posta Kanunu'nda özel hüküm olduğundan, yasanın 2. ve 10. maddelerindaki hükümler nedeniyle, davacının yaptığı işin, alt işverene verilebilecek bir iş olup değerlendirme yapılırken bu hususun da gözetilmesi gerektiği Mahkemece, yapılan alt işverenlik sözleşmelerinin, iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı, işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı, alt işverenin işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olup olmadığı, alt işveren uygulamasının işçilik teminine yönelik olup olmadığının araştırılması, davalı idare ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi mi, yoksa muvazaalı bir ilişki mi bulunduğunun açıkça tespiti gerektiği- Davalı taraf, davaya cevapta "davacının kendi işçileri olmadığını" savunarak, "şahsi dosyası ve ilgili belgelerin alt işverenden temin edilmesini ve davanın alt işverene ihbarını" istemiş olduğundan, mahkemece davalının bu talepleri ile ilgili işlem yapılmamasının da hatalı olduğu-
İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemli, mahkemece sigortalının kendisine verilen işin dışına çıktığı bu nedenle kazanın iş sözleşmesi kapsamındaki işin ifası sırasında meydana gelmediğinden davalı şirketin kusuru olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilen eldeki davada, davacılar lehine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla asıl işveren davalı şirketin hükmedilecek maddi ve manevi tazminatlardan sorumlu tutulmasının gerekip gerekmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.