Şirket hakkında iflas kararı verilmesi ve hatta bu kararın kesinleşmesi ile taraf sıfatı sona ermemekte; şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam etmekte olup müflis şirket aleyhine açılan davanın takibinin ise şirketçe değil iflas masası tarafından yapılması gerekeceği, o halde, mahkemece, iflas eden davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edilip edilmediği hususunda araştırma yapılarak, terkin edilmemiş ise; pasif husumet ehliyetinin bulunduğu ve taraf olduğu kabul edilerek şirketi temsilen iflas masasının davaya dahil edilmesi, terkin edilmiş ise; davacıya şirketi ihya için süre verilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
Haklı bir neden olması halinde, TBK'nun 629. madde hükmü uyarınca, diğer ortaklardan her birinin ortağın yönetim yetkisini kaldırabileceği, davacı şirketin ortaklığın faaliyetlerini engellediği ve üzerine düşen edimleri yerine getirmediği, bu davranışlarıyla adi ortaklığın yükümlülüğünde olan işleri yapamaz hale geldiği savunmasında bulunan davalıların bu beyanı araştırılarak sonucuna göre karar verileceği-
3. HD. 04.05.2017 T. E: 2015/19858, K: 6593-
Takip konusu alacağın -dava sırasında- üçüncü kişiye temlik edilmiş olduğunun anlaşılması halinde yeni (temlik alan) alacaklıya yöntemine uygun şekilde dava dilekçesi ve davetiye tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekirken, dava ehliyeti olmayan eski alacaklının huzuru ile yargılamaya devam edilemeyeceği–
Ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından ceza davasının neticesi beklenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
TTK. mad. 732. uyarınca, çekin meşru hamili olan kişinin, kambiyo senedine dayanan haklarının muhafazası için kanun hükmünce yapılması gereken muameleyi ihmal etmesi dolayısıyla, çekten doğan borçları düşmüş olsa bile, keşideci aleyhine ya da(temel ilişkiye dayalı olarak) ciranta aleyhine alacak davası açabileceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Organik bağ veya faaliyeti farklı olsa bile birlikte istihdamda tüm işverenlere hizmet veren işçiler ile geçişleri yapılan işçiler yönünden iş kolunun aynı olmasına gerek olmadığı- İş Kanunu’nun iş güvencesi il ilgili hükümleri (18-21 Maddeleri) emredici hükümler olduğundan, işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığının resen araştırılması gerektiği- Diğer taraftan İş Hukukunda istisnai ve sınırlayıcı hükümlerin dar yorumlanması gerektiği- İş güvencesi kapsamını belirleyen 30 işçi kuralı da istisnai nitelikte olduğundan dar yorumlanması gerektiği- Dosyaya sunulan SGK kayıtlarına göre davalı alt işveren işyerinde çalışan sayısı 30 işçi altında görünmekte olduğu- Ancak faaliyet alanı farklı olsa da organik bağ olduğu kabul edilen diğer şirkete işçi geçişleri bulunduğundan; mahkemece, davacının iddiaları doğrultusunda birlikte istihdam veya organik bağ bulunan işverenin işçi sayısı araştırılmadan ve bozma gerekleri tam yerine getirilmeden fesih tarihi itibari ile davalı şirkette çalışan sayısının 30 işçiden az olduğu ve aynı iş kolunda olmadığı gerekçesi ile diğer organik bağ bulunan şirketin işçilerinin sayıda dikkate alınamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.