Köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisinin köy muhtarına ait olduğu, köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetkinin aynı Kanun'un 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanındığı-
«Ortak yere haksız el atmanın önlenmesi ve el atılan taşınmazın boşaltılması»na ilişkin ilamın infazı için yapılan takipte, ilamın "davalı" kısmında yer alan kişilerin tümünün takip talebinde "borçlu" olarak gösterilmesi gerekeceği–
Ticari işletmeye bağlı hukuki ilişkiler yeni kurulan şirkette varlığını sürdüreceğinden, mahkemece tür değişikliğinin tescilinden sonra icra takibi başlatan şirketin takip yapma yetkisi olup olmadığı, itirazın iptali davasını açan şirketin HMK. 114/1-d bendi gereğince dava şartı niteliğindeki taraf ehliyeti olup olmadığının irdelenmesi gerektiği-
4721 sayılı TMK’nun 28. maddesine göre kişilik, çocuğun sağ olarak tamamı ile doğduğu anda başlar ve ölümü ile sona ereceği, ölü kişiye karşı dava açılamayacağı ve ölü kişi adına iptal ve tescile de karar verilemeyeceği; ancak, davacı kurumun devraldığı bankaya borçlu bulunan kişiye karşı sağlığında icra takibine başlamış, belirli aralıklarla dosyanın takipsiz bırakılması sonucu en son 2009 yılında yenilenmiş ve borçlunun öldüğünün anlaşılması üzerine aldığı yetki belgesi gözetilerek söz konusu eldeki dava açılmış olduğuna göre, b durumda, TMK'nun 28'in uygulama yeri olmayacağı-
İptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine ve ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği- Alacağın dayanağı düzenleme şeklinde satış vaadi ve inşaat sözleşmesinde olduğu gibi, dava konusu iptali istenen tasarruf işlemin de davalı borçlu şirket adına şirket ortağı ve temsilcisi tarafından şirket nam ve hesabına yapıldığı, iptali istenen tasarruflara konu taşınmazların aslında borçlu şirkete ait olması nedeniyle (nam-ı müstear şeklinde) davanın esasına girilmesi taraf delillerinin toplanması dava konusu tasarrufların İİK'nun 277, 278, 279, 280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadıkları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece, "davalı şirketin dava konusu taşınmazda hiçbir zaman malik olmadığı gibi diğer davalının da borçlu şirketin tasarrufu ile malik olmadığı" gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. maddesinde yöneticinin görevleri sayılmış olup aynı yasanın 19. maddesinde de maliklerin kararı ile dava açmak için yöneticiye yetki verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, davada böyle bir yetkinin bulunmadığı, ayrıca davayı açan yönetici de apartmanın bulunduğu taşınmazda kayıt maliki olmadığından, Apartman Yönetimi tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle husumet yönünden reddinin gerekeceği-
Geçit hakkı kurulması istemi-
Mahkemece vefat eden davacının mirasçılarının usulüne uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerektiği-
Kira ilişkisinin olması ve kiralayanın site yönetimi olması halinde de taraflar arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olacağından görevli mahkemenin bu durumda da sulh hukuk mahkemesi olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.