Ödeme emrinin, takip talebine uygun olarak düzenlenmemesinin süresiz şikayet yoluyla «ödeme emrinin iptaline» neden olabileceği–
Vasi, borçlunun fiil ehliyeti olmadığını, vesayet altına alındığını bildirerek takibin iptalini talep etmiş olup, borçlunun takip tarihi itibariyle kısıtlanmasını gerektirecek bir hastalığı var ise, borçlunun takip ehliyeti bulunmadığından, takip talebinde borçlu ile birlikte vasinin de gösterilmesinin ve ödeme emrinin, borçluya vesayeten vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-
Hem takip talebinde hem de ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediğinin anlaşıldığı, takip talebindeki ve ödeme emrindeki bu noksanlık kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikayet nedeni olduğu gibi, mahkemece de, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulması gerekeceği, o halde mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürünün de itirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm fıkrası ile bağlı olup, mahkeme kararını yorumlayarak işlem tesis edemeyeceği, aksi durumun, ilama aykırılık nedeniyle İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi olduğu-
İİK. 58/3 v e 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
İİK.nun 149/a maddesi göndermesiyle uygulanması gerekli aynı kanunun 33.maddesine göre icra emrine karşı itirazların (7) gün içinde yapılması gerekeceği-
İcra emrinin ilama dayalı takiplerde vekil yerine asile tebliğ edilmesinin, süresiz şikayete neden olacağı–
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçerek tercih hakkını bu takip türünden yana kullanana alacaklının aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı ve bu durumda İİK. mad. 45/1 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği; bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğunun bulunmadığı, hisse senedi çıkarılmış ise bu hisse senetlerinin İİK’nun taşınır mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilip muhafaza altına alınacağı, hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun üçüncü kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse haklarının İİK’nun 94. maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işleminin yapılabileceği–
3.kişide bulunan mallar üzerine alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce haciz konulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, bu işleme karşı 3.kişilerin istihkak iddiasında bulunabilecekleri; icra memurunun “haciz mahalinde kiracı olduğu” ndan bahisle haciz yapmaktan çekinmesinin “bir hakkın yerine getirilmemesi” niteliğinde olup, süresiz şikayete tabi olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.