Davalının davacı kooperatife üye olmadığını ve diğer ortaklardan farklı statüde bulunduğunu savunarak aidat alacağı için başlatılan icra takibine yaptığı itirazın iptali istemine ilişkin davada; HUMK 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin hangi dava ve işlerde görevli olduğunun gösterildiği; buna göre bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerektiği; davalı, davacı kooperatifin üyesi olmadığını, diğer üyelerden farklı bir statüsü bulunduğunu, bu sebeple kararlaştırılan aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını savunmuş olup; davalının ortaklık statüsünün tespiti bakımından Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı -
Anılan dekontlarla yapılan ödemelerin hangi döneme ait olduğu konusunda da taraflar arasında herhangi bir ittifak bulunmadığından, mahkemece belirtilen hususta taraf beyanları da alındıktan sonra bilirkişi marifetiyle kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılıp, davalı yanca takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödemelerden hangi döneme ilişkin bulunduğu saptanıp, takibe konu dönem için yapıldığının anlaşılması halinde yapılan bu harici ödemelerin tarih ve miktarlarının da gösterilerek 818 sayılı BK'nın 84, 6098 sayılı TBK'nın 100. maddesi hükmü de gözden kaçırılmadan infaz aşamasında dikkate alınmak üzere hüküm yerinde gösterilmeli, takip konusu dönemle ilgili olmadığının anlaşılması halinde buna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece, konunun uzmanı bilirkişi ve bilirkişiler eliyle kooperatif defteri, kayıt ve belgeleri ile kooperatif aleyhine açılan Eskişehir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/... Esas sayılı dava dosyası da incelenerek ve de üyelik karşılığı davalıya teslim edilen daire de gözetilerek üyelik hakkının karar tarihindeki sürüm (rayiç) değeri dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramamasının, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesinin, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına geleceğinden, böyle bir ortağın açtığı kooperatif üyeliğinin tespiti davasının TMK'nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düşeceği-
Davalının kooperatif ortağı olup olmadığının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin değil; asliye hukuk mahkemesinin görevine gireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
TMK'nun 236/1. fıkrasında her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olacağı ve alacakların takas edileceği düzenlenmiş olup; ancak, takas yapılabilmesi için davalının bunu ileri sürmesi ve davacı adına bulunan mal ve eşyaların takasa tabi tutulması konusunda isteğinin bulunması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.