Peşin ödemeli ortakların kazanılmış haklarını bertaraf edecek şekilde daha sonraki genel kurullarda karar alınamayacağı- Kooperatifin inşaatları geciktirmesi nedeniyle arsa sahiplerine kira tazminatı ödediği bu gecikme nedeniyle açılan dava sonucu yargılama gideri ve faiz ödemek zorunda kaldığı ve alınan genel kurul kararıyla bu bedellerden peşin ödemeli ortaklarında sorumlu tutulduğu anlaşılmakta olup, inşaat maliyetinden sayılması gereken kira bunun faizi ve kiranın hüküm alına alındığı dosyanın yargılama giderinden peşin ödemeli ortak olan davacıların sorumlu olduğuna ilişkin genel kurul kararları yok hükmünde olduğundan bu yönde karar verilmesi gerektiği-
Asıl ve birleşen alacak davası-
Dava açıldığı tarihte, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini imzalayan murisin halefi konumunda olan davacının TBK. mad. 113/1 uyarınca, sözleşmenin tarafı olan murisin yerine geçerek onun halefi sıfatıyla diğer mirasçılarla birlikte hareket etmeksizin nama ifa isteyebileceği-
Bozma kararına ilişkin bir gerekçeli karar bulunmadığından direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda gerekçe içeren bir direnme kararının olmadığı- Yargıtayca bozulan karar (kararın hem hüküm fıkrası hem de gerekçesi) ortadan kalkacağından hukuki geçerliliğini yitirmiş olan direnme kararının Anayasa’nın ve Kanun’un aradığı anlamda gerekçe içerdiğinden söz edilemeyeceği- Bozma kararında yer verilen bozma gerekçesine karşı direnmenin gerekçesini de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kaleme alarak kararda göstermesi gerektiği- Yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmek üzere kararın usulden bozulması gerektiği-
Asıl ve birleşen davada tapu iptal ve tescil davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Tazminat davası-
Davada icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş olup, davacılar takip taleplerinde kira tazminatı istemlerini takip tarihi ile sınırlandırdıkları halde, mahkemece dava tarihi olan 14.12.2012 tarihine kadar hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek talebi aşar şekilde hüküm kurulmasının HMK.nın 26. (HUMK. 74) maddesine aykırı olduğu-
Müdahalenin önlenmesi isteği, taşınmazın hak sahipliğinin tespiti yönünde bir karar verilmesini gerektirdiğinden, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda dava konusu taşınmazın mülkiyetinin tespiti yoluna gidildiğinden ve anılan o dava mevcut davayı doğrudan etkiler nitelikte bulunduğundan, ortaklığın giderilmesi davasının bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler birer ön sözleşme olsa da, kendileri de başlı başına karşılıklı edimleri içeren sözleşme özelliği gösterdiklerinden ve asıl sözleşmenin şartlarına bağlı olduklarından, BK. md. 106’da aranan şartlara uyulmadan fesih edilemez ve bir tarafın karşı koyması halinde bu tür ön sözleşmelerin feshi için de mahkeme hükmünün gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.