Davalılar lehine kurulan ipotek akit tablosu incelendiğinde, ipoteğin 30 ay müddetle kurulduğu ve dava tarihine kadar anılan sürenin sona ererek, ipoteğin teminat vasfının sona erdiği, bu gerekçeyle, ipoteğin kaldırılması gerektiği-
Davaya konu, davalıdan istenen aidat miktarı ve faiz oranı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK'nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Tapu iptali, tescil ve alacak davası bozma ilamına uyularak-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki birleştirilen alacak, sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davaları-
Mahkemece, 12.12.2007 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin halen geçerli ve ayakta bulunduğu gözden kaçırılmadan ve 23.09.2008 günlü protokolde tarafların öngördükleri hükümler dikkate alınarak, uyuşmazlık konusu bakımından uzmanlığı bulunan kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile, birleşen dava yönünden gerekirse mahallinde keşifte yapılarak, rapor ve itirazları kanaat verici şekilde açıklayan ek raporda alınarak, aksine bir düzenleme bulunmadığından 23.09.2008 günlü protokolden önce yapılan ödemeler dikkate alınmadan ve yapıldığı saptanacak ödemelerin BK'nun 84. maddesi (TBK'nun 100.md.) uyarınca öncelikle borcun ferilerine mahsup edilerek, bunun yanında İcra Müdürlüğü'nün icra takibi sonucu tahsil edilen tüm miktar tespit edilerek, arsa sahibinin varsa eksik ve kusurlu işler bedeli ile gecikme tazminatından dolayı alacağının bulunup bulunmadığı incelenip, alınan raporlarda denetlendikten sonra, sonucuna uygun bir hüküm verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Sözleşme konusu parselde davacılar dışında paydaşlar olup, bu paydaşlardan bir kısmının tapuda davalı şirkete hisse devri yaptıkları, bir kısmının ise, davalı yüklenici şirkete verdikleri noter vekaletnameleriyle; kat irtifakı tesisi, yapı ruhsatı alınması ve inşaat yapımı gibi hususlarda yetki verdikleri ve yapı ruhsatının alındığı görüldüğünden ve davacılar dışında diğer paydaşların da taşınmazda inşaat yapma iradelerinin bulunduğu nazara alındığında, dava konusu sözleşmelere katılma veya rıza vermeleri sözkonusu olacağından, sözleşmelerin geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceği, ancak fesih talep edilebileceleri ve bu durumda, mahkemece, TMK. mad. 692 uyarınca tüm paydaşların hukukunu ilgilendirdiğinden, eldeki davada, taraf olmaları zorunlu olduğundan, davada yer almayan diğer paydaşların davaya muvafakatlarının sağlanması, muvafakat vermedikleri takdirde, onlar hakkında da dava açılması için davacı tarafa süre verilmesi ve açılan davanın eldeki dava ile birleştirilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.