Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Tapu kaydı kapsamına göre, dava konusu parseller üzerine konulan satış vaadi şerhinin 26.02.2007 tarihinde terkin edildiğinin anlaşılması karşısında, davanın konusuz kaldığının kabulü ile Hukuk Genel Kurulunun onama kararının kaldırılması ve yerel mahkemece bu yeni duruma göre karar verilmek üzere direnme kararının salt bu nedenle bozulmasının gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tazminat, tapu iptali ve tescil davaları-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Davacı vekili dava dilekçesinde, eksik ve ayıplı işler bedeli olarak 20.300,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesinde sadece kira kaybına ilişkin talep arttırıldığı; eksik ve ayıplı işler bedeli yönünden ıslah yapılmadığı halde mahkemece bu kalem alacak yönünden 22.208,20 TL hüküm altına alındığı- Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-.(6100 sayılı HMK m.26) Bu durumda eksik ve ayıplı iş bedeli yönünden talep aşılmak suretiyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-
Bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya kanunda sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin davada, davalıların tacir olmadıkları buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, TTK. mad. 4/1 uyarınca TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı gözetilerek uyuşmazlığın esasına girilmesi gerektiği-
İİK. mad. 94/2'deki yetkiye dayalı açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibi ile yükleniciye de yöneltilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davası-
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, noterlik işlemi yapılırken davacının isminin sehven yanlış yazıldığı, sonrasında davacının ismi olan isim ile işlemin düzeltildiği ve hatalı olarak yapılan işlem sayfasının da doğru olarak yapılan işleme eklendiği, davacı tarafın davalının sıfatında yanılgıya düşürüldüğü ve sözleşme hükümlerinde yanılgıya düşürüldüğü iddialarının ispat edilemediği, sözleşmenin yapıldığı tarihinden dava tarihine kadar geçen süre değerlendirildiğinde; BK’nın 31. maddesinde belirtilen sürede davanın açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.