HUMK.’un 440/III–3. maddesinin açık ve amir hükmü uyarınca, yerel mahkemenin Hukuk Genel Kurulu’nun, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığına ilişkin bozma kararına karşı, karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı-
Geri çevrilme yapılarak getirtilen yönetim kurulu kararı incelendiğinde 5 kişilik yönetim kurulunun 4 üyesinin şirket merkezinde toplanarak genel kurula çağrı kararı aldığı ve bu nedenle yönetim kurulunun bu toplantısının TTK'nın 390/1. maddesinde gösterilen nisaplara uygun olarak yapıldığının anlaşıldığı; bu durumda mahkemece, yönetim kurulu kararı dosya içerisine getirtilip incelenmeden yönetim kurulu kararının 2 kişi ile alındığı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bayilik sözleşmesinin ihlal edildiği iddiasına dayalı cezai şart ve kâr mahrumiyeti alacağının tahsili istemi-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Taraflar arasında birleştirilen sözleşmenin feshi ve tazminat davası-
Tasfiyeye tabi tutulan bir malın mal rejiminin sona erdiği tarihteki durumu tasfiye kapsamına esas olup; sonradan malın durumunda meydana gelen değişiklikler tasfiye kapsamını etkilemeyeceği- Aracın mal rejiminin sona erme tarihi olan boşanma dava tarihindeki hasarsız halinin tasfiye anındaki sürüm değeri üzerinden katılma alacağının hesaplanması gerektiği-
Gerek takip konusu çekin keşide ve ibraz tarihleri gerekse borçlu ile davacı arasında borcun dayanağına ilişkin temel borç ilişkisinin bulunmadığını taraflarca dile getirilmesi ve icra hukuk mahkemesi ilamı ile dava konusu icra takibi hakkında zamanaşımı nedeniyle "icranın geri bırakılması"na karar verilmiş olması karşısında, esas dava yönünden dava koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı ile davalı borçlu ve dava dışı kişi arasında takip konusu çekle ilgili temel ilişki bulunmadığı,takip konusu çeklerin ibraz tarihi itibarıyla borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu anlaşıldığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-  Davacılar ile davalı borçlu arasında takip konusu çeklere ilişkin temel ilişkinin varlığı ileri sürülmediği gibi, takip konusu çeklerin tasarruftan önce verildiği yani vadeli düzenlendiği yönünde de davacılar tarafından ileri sürülmüş bir iddia bulunmadığı-
Yüklenicinin inşa ettiği binanın 15.11.1994 tarihinde iskan ruhsatının alınmasından sonra taşıyıcı sistemlerinde esaslı şekilde ve binayı tehlikeye atacak derecede kusurların ortaya çıktığı ve bu gizli ayıpların nelerden ibaret olup nasıl giderileceğinin de esaslı bir incelemeden sonra belirlenebildiği anlaşılmış olup, davanın on yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açıldığının kabulü gerekeceği-
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemi- Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu- Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin de büyük önem taşımakta olduğu- Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.