Asıl davada davacı vekilinin asıl davaya yönelik sadece davalı şirket açısından bulunduğu karar düzeltme talebinin reddi gerektiği-
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesinin tazminatın doğru tespiti açısında önemli olduğu- Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için, desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerektiği- SGK’dan gelen yazı cevapları da gözetildiğinde, muris çok kısa süreli ve düzensiz olarak masaj salonu ve güzellik salonu gibi farklı yerlerde çalışmış olup gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu ispatlanamamış olduğundan, mahkemece desteğin gelirinin asgari ücret üzerinden belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu- Hatır taşımalarında hakim mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerektiği- "Hükmedilecek tazminattan takdiren %10 indirim yapılmasının hakkaniyete uygun düşeceğinden bahisle %10 indirim" yapılmış ise de, bu indirim yeterli olmayıp hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle, somut olayda, %20 oranında indirim yapılması gerektiği- Kaza tarihindeki yaşa göre %38 oranı yerine, yerinde olmayan gerekçeyle rapor tarihindeki yaşa göre %20 oranında evlenme ihtimali indirimi yapılmasının isabetsiz olduğu- Zorunlu trafik sigortacıları olan şirketlerin kaza tarihinde geçerli ölüm halinde kişi başına poliçe limiti 175.000’er TL olup poliçe limiti her bir sigorta şirketi için ayrı ayrı aşıldığı halde, poliçe limitiyle sınırlı sorumlu oldukları gözetilmeksizin hükmedilen maddi tazminatın tamamından diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu-
Dava konusu parseldeki inşaatın tamamında projeye aykırılıklar olduğu ve Belediye tarafından alınan yıkım kararının bulunduğu anlaşılmakla bu parseldeki projeye aykırılıkların bu kanun uyarınca giderilmesi konusunda taraflarca müracat yapılıp yapılmamasının önem arz ettiği- Kararın temyiz aşamasında, taraflarca imar barışına ilişkin müracaatta bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemece bu kapsamda araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın re'sen bozulması gerektiği-
Mahkemece itirazın iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlunun itirazının haksız olduğu anlaşılmış olup alacak likit (belirlenebilir) olduğundan hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiği- Mahkemece dava konusu taşınmaza ilişkin güncel tapu kaydı dava dosyasına getirtilerek, HMK’nun 114. ve 124. maddeleri gereğince dava konusu taşınmazda hak sahibi olan tüm taraflar tespit edilerek ve taraf teşkili sağlanarak işin esasına ilişkin karar verilmesi gerektiği-
İş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine-
Bir davada zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin geçtiği iddiası varsa, bu savunma sebebinin HUMK. m. 77 ve 221 gereğince diğer itiraz ve defilerden önce incelenmesi gerekeceği, çünkü, zamanaşımı definin ya da hak düşürücü süre itirazının kabulü halinde bu nedenle dava reddedileceğinden, artık diğer itiraz ve defilerin incelenmesine gerek kalmayacağı, kaldı ki hak düşürücü süre mahkemece kendiliğinden inceleneceğinden bu konuda tarafların itirazlarının bulunup bulunmamasının da önemli olmayacağı-
Mirasbırakanın ölümü tarihinden 10 yıl önce taşınmazlarını davalı kızına kayıtsız şartsız bağışladığı, bu kazandırmaların iadeye tabi tutulabilmesi için miras payına mahsuben yapılmış olması ve mirasbırakanın iadeyi istemiş olması gerekeceği, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarından kazandırmanın, mirasbırakan tarafından kendisine davalı(kızının) bakmış olması sebebiyle minnet duygusuyla yapıldığının anlaşıldığı, kazandırmanın iadeye tabi tutulamayacağı-
Her ne kadar taşınmazların daha sonra tapuda resmi şekilde devirleri yapılmış ise de, tapu sicilinde resmi şekilde yapılan devir sırasında, alıcı davacı şirket tarafından taşınmazların tapu siciline adi yazılı sözleşmeye ilişkin bir şerh de konulmamış geçersiz sözleşmedeki cezai şart hükümlerine resmi satış akdinde yer verilmediğinden, geçersiz olan adi taşınmaz satışı sözleşmesindeki cezai şarta ilişkin hükümlerin de geçersiz olduğu-
Asıl ve birleşen alacak davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.