Menfi tespit ve alacak davası-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tesbiti davası-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekeceği- Dava konusu dört çekten ikisinin davalıda, diğer ikisinin diğer davalıda olduğu, bu durumda mahkemece davacının objektif dava birleşmesi şeklinde açtığı her bir dava için her bir davalı ve ilgili çek için ayrı ayrı hüküm kurulması, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekeceği, mahkemece bu şekilde hüküm kurulmadığı gibi, bu tür eksikliklerin tavzih kararıyla düzeltilmesi imkanının olmadığı, bu nedenle usulüne uygun hüküm kurulması için hükmün bozulması gerekeceği-
Taşkın yapının değerinin arsadan çok fazla olmadığı, binanın korunmaya değer bir yapı özelliğini de taşımadığı konularda "yıkım" isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
Uyuşmazlık; tapu kaydındaki vakıf şerhinin terkini istemiyle açılan davada mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
İtirazın iptali davası-
Yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu taşınmazın imar-ihya yoluyla kazanılabilecek yerlerden olmadığı, TMK'nın 715. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi kapsamında kalan sahipsiz yerlerden olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden bulunduğunun tespiti ve TMK'nın 999. maddesi gereğince özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte tapuya tescil edilmesinin de olanaklı görülmediğinin anlaşılması halinde, özel mülkiyete konu olmayacak yerin aynı zamanda Hazine adına da tapuya kayıt ve tescilinin de mümkün olmadığının düşünülmesi gerekeceği-
K.li evrak iptali, menfi tespit ve istirdat davasında, davalı hakkında açılan ceza davasının Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin kararı ile zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, Ceza Mahkemesince verilen ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararının hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olmadığı, ispat külfetinin davacılarda olduğu; davacıların asıl ve birleşen davada ileri sürdükleri itirazları usulüne uygun deliller ile kanıtlamakla yükümlü oldukları-
Tarafların 01/06/2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarının, davalı-karşı davacıya aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığının, davalı-karşı davacının 01/04/2013 tarihinde bir kız çocuğu dünyaya getirdiğinin, çocuğun Y.Ş. tarafından tanındığının dosya kapsamından anlaşıldığı, davalı-karşı davacının, Y.Ş. ile fillen evli gibi yaşadığının davacı tanıkları tarafından doğrulandığı, davacının iddiasını ispatladığı, davalı-karşı davacının bu fiili evlilikten çocuğunun olduğu, bu birlikteliğinin kısa sürmesinin veya daha sonra davalı-davacının ayrılmasının fiilen evliymiş gibi yaşama olgusunu ortadan kaldırmayacağının dikkate alınması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.