Vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olacağı ve vekil edeni bağlayacağı; vekilin vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olmaması gerekeceği-
Trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine-
Taraflar arasındaki birleştirilen sözleşmenin iptali ve kooperatif üyeliğinin tescili davası-
Genel kurul divan ve üyelerinin ortaklar arasından seçilmesi gerekmekteyse de, bu düzenlemenin, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte hükümlerden olmadığı; ortak olmayan kişilerden seçilmesinin, divan oluşumu kararının iptalini gerektireceği, diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmayacağı- Divan katip üyesi seçilen kimsenin davalı kooperatif üyesi olması karşısında, alınan kararların mutlak butlanla batıl olmadığı-
Tarafların bildirdikleri veya bildirecekleri deliler toplanarak davalının iyiniyetli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, iyiniyetli olduğu saptanır ise davalı bakımından davanın reddedilmesi, aksi halde tüm davalılar bakımından davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin yanlış olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tapu iptal tescil ve tazminat istemleri-
(asıl dava) haksız nakde çevrilen teminat mektubunun iadesi ve (birleşen dava) tazminat davalarının-
İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerektiği- Takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı-
Paftasında yol olarak gösterilen bir yerin, tapuya tesciline karar verilebilmesi için paftanın düzenlendiği ve terkedildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olmasının gerekeceği; ne var ki; eldeki dava paftasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren yaklaşık 9 ay gibi makûl ve uygun bir süre içinde açılmış olup, makul sayılabilecek bir süre içinde açılan bu tür davalarda, davacının kadastro tespitinden önceki zilyetlik süresi gözetilerek değerlendirme yapılmasının gerekeceği-
Mahkemece, ek bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilmiş ise de, davalı tarafın rapora itiraz etme veya beyanda bulunma süresi dolmadan Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetli olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.