Takibe konu senedin, teminat olarak verildiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, o halde; İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin kabulüne ve tazminat isteminin reddine yönelik kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçluların da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava şartı olan aciz belgesi asıl dosya ile birleştirilen dosyalarda sunulduğu, Yüksek Mahkeme İçtihatları ile gelişen uygulama sonucu temyiz aşamasına kadar sunulabileceğinden aciz belgesi sunulmayan birleşen dosyalar yönünden bekletici mesele yapılmadığı, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından tespit edilen rayiç değerleri arasında nispi fark bulunduğundan dava konusu tasarrufların İİK 278/3-2 maddesi gereğince bağışlama gibi sayılıp iptale konu olacağı, dava konusu satışların davalı borçlunun alacaklılarını zarara sokmak amacıyla gerçekleştirildiği gerekçesiyle esas ve birleştirilen dosyalar yönünden davanın kabulüyle davalılar arasında yapılan dava konusu taşınmazların satışına ilişkin tasarrufların iptaline, İİK 283. madde gereğince taşınmazların kaydının tashihine gerek olmaksızın davacılara dava konusu taşınmazlar üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisi tanınmasına karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davalı tanıkları, tarafların evlerine gittiklerinde davalının yüzünde çizikler ve sigara izleri gördüklerini, davalının "eşim yaptı" dediğini, diğer davalı tanığı da davacının "..sen konuşma, sen sus, sana laf düşmez" diyerek eşini aşağıladığını ifade etmiş olduğundan; bu durumda davacının, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve onu aşağıladığı gerçekleşmiş olup, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu; davalının da boşanma davası açmakta haklı olduğu; davalı tarafından açılan birleşen boşanma davasının da kabulü suretiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği- 
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; mahkemece ‘borcun ödenmesi nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına’ biçiminde karar verilmişse de, bu dosya ve birleşen dosyaya yargılama sırasında yapılan ödemelerin ihtirazi kayıtla yapıldığı ve bu borçla ilgili menfi tespit davasının devam ettiği, dolayısıyla yapılan ödeme ile ilgili uyuşmazlığın devam ettiği görülmekle, yukarda belirtilen mahkeme kararının iptali ile iddia ve savunma çerçevesinde toplanan deliller birlikte değerlendirilerek, ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı, mahkemece yapılacak işin; önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile unvan terkini, birleşen dava ise marka hükümsüzlüğü istemi-
Davacı-davalı kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen davalı-davacı kocanın bağımsız konut sağlamaya yanaşmadığı eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı ve eşini tehdit ettiği durumlarda boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu olan davada, ödeme makbuzları arazilerin zilyedi olan davalılar adına düzenlenmiş ise de, makbuz fotokopileri asıl ve birleşen davada davacı olan kooperatif temsilcilerince sunulmuş olup, makbuz asılları davacı kooperatifin elinde bulunuyorsa onun tarafından ödendiğine karine oluşturacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.