Taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılamayacağı-
Taraflar arasında görülen nişan bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasında, ziynet eşyalarının iade edildiğini beyan eden tanıklarının tarafsızlıkları tartışılabilecek tanıklar olması ve bu yönde beyanda bulunan başka tanıkta olmaması halinde, davacının tanık beyanları ile ziynet eşyalarının iade edildiği iddiasını ispat edememiş olacağı-
Asıl dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili; birleştirilen dava ise ecrimisil istemine ilişkindir...
Usuli müktesep hakkın, bir davada taraflar, mahkeme ve Yargıtay tarafından yapılmış ve istisnalar kapsamında olmayan bir işlemle taraflardan biri lehine doğmuş, uyulması zorunlu olan hakkı ifade ettiği- Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararını uymasıyla bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış bir hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli müktesep hak gerçekleşebileceği-
Taşınmazda paydaş olmasına rağmen ortaklığın giderilmesi davası sırasında payını devreden ve bu suretle taşınmazla ilgisi kesilen paydaşın, dava sonunda satış bedelinden herhangi bir pay alamayacak olması karşısında davadaki hukuki yararının da pay satış tarihi itibariyle kalktığının kabulü gerekeceği-
HUMK'nun 74. maddesine aykırı olarak talebin aşılmasıyla hüküm kurulmasının doğru olmadığı-(HMK. m.26)
İİK.nun 142. maddesinde yer alan “alakadarlar” ifadesinin, kural olarak borçluyu değil, şikâyet eden alacaklıdan sıra itibarıyla önce olan alacaklıları ifade ettiği, sıra cetveline şikâyet hâlinde husumetin borçluya değil, şikâyet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan alacaklılara yöneltilmesinin gerekeceği-
Karşılıklı Boşanma
Dava devam ederken kesinleşen icra mahkemesi kararları gereğince dava konusu paranın takip dosyasına ödenmesine sebep olan icra dairesi işlemlerinin iptal edilmiş olup, davanın konusunun kalmadığı ancak davacı tarafın davasında haklı olup, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiği, davanın esası hakkında bir karar verilmediği için icra inkar tazminatına yer olmadığı gerekçesiyle mahkemece asıl ve birleşen dava ile ilgili olarak konuşu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu hisse senetlerinin rayiç bedelle borçlu tarafından davalı şirkete devredildiği bilirkişi raporu ile belirlenmiş ise de; gerek davalı şirket vekilinin savunması, gerekse davalı şirket or­takları ve yönetim kurulu üyeleri (borçlunun ailesine alt şirket) ile borçlu arasındaki yakın akrabalık bağının varlığı nedeniyle davalı 3.kişi şirketin borç­lunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğunun kabulü gerektiği- Davalı 3.kişi şirket.vekili "takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını" savunduğundan, mahkemece adı geçen davalının bu yöndeki savunmasının mevcut delillere göre değerlendirilmesi gerektiği- Takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığının belirlenmesi halinde ise davanın önşart yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.