Kısa kararı yazı tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirilmesine yasal olanak bulunmadığı; kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının Anayasa’nın 141 maddesi ile HMK.nun 298, 297, 294. maddelerine aykırı olduğu-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hiç bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman için açılacağı, bunun istisnalarından birisinin ise miras bırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi hali olduğu, 3402 Sayılı Yasa'nın 12/3 maddesine göre, kadastro tespit tarihinden önceki sebebe dayalı olarak tespit tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre geçmiş ise, açılan davanın dinlenemeyeceği-
Yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada ilgili veraset ilamı esas alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece, hasımlı alınan veraset ilamı uyarınca davacının mirasçı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön yoksa da; davacı payının yanlış hesaplanarak karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Yolsuz tescil (ketmi verese olgusu) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescile ilişkin davada, dayanılan ketmi verese olgusunun, kesinleşmiş verasetin iptali kararıyla sabit olduğunun tartışmasız olduğu- Taşınmazın elden çıkartılması sebebiyle taşınmazın satış değerinden, davacıların miras paylarına tekabül eden bölüm belirlenerek, miras payları oranında tazminat verilmesi yönünde hüküm kurulması gerekeceği- Bedelden kaynaklanan tazminat istekli davalar için zamanaşımı süresinin, ayın istemek hakkının mutlak olarak ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacağı-
Ketmi verese iddiasına dayalı davalarda taraflar arasındaki uyuşmazlığın, alınacak hasımlı veraset ilamıyla çözümlenebileceği, hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1. maddesi gözetilerek, eldeki davayı esastan etkileyecek nitelikte bulunan veraset ilamının iptali için açılan davanın sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılmasının gerekeceği; eldeki ketmi verese nedeniyle açılan davanın niteliği itibariyle tüm pay malikleri aleyhine açılması ve olması gereken mirasçılık durumuna göre payların tescilinin asıl olduğu-
Ketmi verese nedeniyle tapu iptali ve tescil talebi iştirak halinde mülkiyete ilişkin olduğundan tüm mirasçıların davaya katılımı sağlanarak veya terekeye temsilci atanarak davanın sürdürülüp sonuçlandırılmasının gerekeceği-
“Sicildeki kayda dayanarak, iyiniyetle iktisapta bulunanların iktisaplarının geçerli olacağı”nı öngören MK. 1023 hükmünün bir “def’i” değil “itiraz”ı düzenlediği, davalı böyle bir savunmada bulunmasa bile, hakimin bu hükmü kendiliğinden gözönünde tutacağı ve “davalının iktisabının kötüniyetli olduğunu” ileri süren davacının bu konudaki delillerini değerlendirerek uyuşmazlığı çözümleyeceği-
İmar uygulaması sonucu oluşan parsellerden davalı adına kaydedilen 2 parselin 25.08.2006 tarihinde 5 parseldeki payın ise 23.02.2006 tarihinde devredildiği sabit olmakla, tapu iptal ve tescil isteminin sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor