Menkul hükmünde olan otomobilin, 1.4.1974 T. ve 1/2 sayılı İçt. Bir. K.’nın kapsamı dışında olacağı–
Verilen feragat nedeni ile davanın reddine dair kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamakta olduğundan ve feragat sebebi ile temyize konu ihtiyati tedbirin ve ihtiyati haczin mahkeme tarafından kaldırılıp kaldırılmadığı da belli olmadığından, davacının davadan feragatinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mirasbırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirastan mal kaçırma amaçlı olmadığı ve minnet duygularına dayalı olarak temlikin gerçekleştirildiğinin kabulü gerekeceği-
11. HD. 21.04.2016 T. E: 2015/9056, K: 4520-
Eldeki davada davacı, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğini, davalının katılma ve katkı payı davası sonucu hükmedilecek alacağın tahsilini önlemek için muvazaalı olarak taşınmazı diğer davalıya devretttiğini belirtmiş, ancak mahkemece katılma alacağı davasının sonuçlanması beklenerek, bu dava sonucunda davacının bir alacağı olduğunun kesinleşmesi halinde TBK’nun 19. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptale tabi olup olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başkaca durumların iddia edilmediği, bu halde sırf yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile ortaklarının bir kısmının aynı olması ve holding-yavru şirket ilişkisinin bulunması davalı şirketin de davacının taleplerinden sorumlu olduğunu sonucunu doğurmayacağı, dosya kapsamındaki belgelere göre yargılama sırasında davacının işvereninin dava dışı şirket olduğu anlaşılmasına rağmen, davacı tarafından maddi hataya dayalı bir taraf hatası yapıldığı ileri sürülerek dava dışı bu şirketin davaya dahil edilmesinin de istenmediği, şu halde davanın husumet sebebiyle reddi gerekirken bunun yapılmayarak dava hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Muris muvaazasına yönelik uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi için, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği- Mirasbırakanın temlik tarihinde 73 yaşında ve emekli maaşı olan birisi olup, paraya ve mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, satış bedeli ile gerçek bedel arasında fahiş fark olduğu, davacının murisin ikinci eşi davalının ise önceki eşinden olma oğlu olduğu, mirasbırakanın adına kayıtlı bağımsız bölümleri çocuklarına vermesi üzerine davacının murisi terk ettiği ve ölene kadar biraraya gelmedikleri, temlik işlemine rağmen murisin dava konusu konutu kullanmaya devam ettiği, davalının emanetçi olduğu, akitte gösterilen bedelin dahi murise ödendiği iddiasının kanıtlanamadığı anlaşıldığından, temlik işlemlerinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılması gerektiği-
Davacılardan baba, yargılama sırasında ölmüş olup, mirasçılarının davacılar ile birlikte bir kısım davalılar olduğu anlaşıldığından, dava sırasında ölen babanın payının, miras yoluyla davacılara 1/20 şer oranda intikal edeceği ve kendi payları olan 3/20 payın da ilavesi suretiyle davacıların her birine 4/20 pay üzerinden ve  taşınmazda da temlik edilen pay yönünden tescil kararı verilmesi gerektiği-
Davalı borçlunun evlendikten sonra Kazakistan'a gittiği, başka bir bayanla yaşayıp, çocuğunun olduğu sabit olup, haksız fiil niteliğinde olan bu eylemler boşanma kararına gerekçe olduğuna göre borcun doğumunun boşanma davasının açıldığı tarihten önce olduğu- Diğer davalı borçlunun eniştesi olup, bedel farkı ile taşınmazın satıldığı göz önüne alındığında, TBK. mad. 19. uyarınca açılan muvazaa sebebiyle iptal davasının kabulü gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.