Şikayetçi banka alacağının 6183 SY. 21/1. madde kapsamında sayılmasının, üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğurmamak şartına bağlandığı-
Mirasbırakanın temlik tarihlerindeki ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmadığı, temlik tarihinden önce ve devir tarihi ile öldüğü tarihte üzerine kayıtlı başka taşınmazların bulunup bulunmadığının ilgili kurumlardan sorulup tespit edilmediği görüldüğünden dava konusu taşınmazlar bakımından araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak deliller toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek miras bırakanın gerçek amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmiş olmasının doğu olmadığı- Feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği-
Sıra cetveline itiraz davasında, davalının alacağının resmi senede bağlı olması, davalı alacağının doğum tarihinin davacı yanın alacağının doğum tarihinden önceki tarihi taşıması durumunda, sıra cetveline itirazın kabul edilemeyeceği-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı alacaklıya süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Mahkemece; yöntemine uygun şekilde davacı alacaklıya süre verilmek suretiyle borçlunun davaya dahil edilmesi sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması, muvazaa iddiasının tespitine yönelik olarak ise marka devrine ilişkin sözleşmede belirtilen bedelin borçluya ödenip ödenmediğine ilişkin borçlu defterleri incelenerek, marka lisans (kullanım hakkı) sözleşmesinde belirtilen bedelin dava dışı kişiye ödenip ödenmediğine ilişkin olarak da üçüncü kişi defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak, üçüncü kişi ve borçlunun ticaret sicil kayıtları üzerinde adres değişiklikleri, tarihleri, ortakları, şube ve merkez adresleri, hisse devir tarihleri incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Bir ortağın tek başına dava açabileceği, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği-
Asıl alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde, biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığı, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıkları, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığı, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı; alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı; alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı; istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı; alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı; yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı; yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Mahkemece, davacının davalı kurumunda tam olarak ne iş yaptığı açıklığa kavuşturulmadığı, davalılar arasında bulunduğu anlaşılan asıl-alt işverenlik sözleşmelerinin getirtilmediği ve muvazaa iddiasının gerekçede irdelenmediği, davacının hangi davalı işyerinde işe iadesine karar verildiği ve yasal sonuçlardan hangi davalının sorumlu olduğu hükümde belirtilmediği görüldüğünden, öncelikle ilgili asıl-alt işverenlik sözleşmeleri dosyaya getirilerek, davacının işe ilk girişinden itibaren hangi hizmet alım sözleşmesi bünyesinde hangi dava dışı şirket nezdinde hangi görevlerde çalıştığının tespit edilmesi ve yine gerekirse uzman bilirkişi kurulundan rapor almak suretiyle davalılar arasında muvazaa bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayandığı anlaşılırsa, asıl işveren işyerine iadeye, muvazaa bulunmayıp sadece asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılırsa, alt işveren davalı şirket nezdindeki işine iadeye, yani, davacının hangi işveren nezdinde işe iadesine karar verilecek ise, bu husus hüküm fıkrasında açıkça belirtilecek şekilde ve her halükarda davalıların yasal sonuçlardan birlikte sorumlu oldukları gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
23. HD. 10.05.2017 T. E: 2015/9932, K: 1412-
‘Dava konusu mahcuzun üçüncü kişi tarafından bir başka takip dosyasında kesinleşen ihalede satın alındığı ve hacze konu eşyanın borçluya ait olduğunun kanıtlanamadığı’ gerekçesi ile üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ise de, ihale dosyasındaki alacak miktarı 320.000,00 TL olduğu halde hacizli üç aracın satışından da vazgeçilmiş ve ihale muhafaza işlemi gerçekleştirilmeden borçlunun işyerinde yapılmış olup bundan kısa bir süre sonra 3. kişi aynı yerde kiracı sıfatı ile ticari faaliyetine başlamış olduğundan, alacaklı tarafın ihale dosyasındaki icra takibinin muvazaalı yapıldığı yönündeki savunmasının yöntemince ve yeterince araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olacağı, mahkemece borçlunun ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ihale dosyasındaki icra takibine konu borcun gerçekliği saptamalı, üçüncü kişinin ticari işletmesinin kapasitesinin borçlanmaya neden olan işlemin niteliği, ödeme konuları da araştırılmalı, üçüncü kişinin borçlu şirket ortakları ile akrabalık ya da benzeri bir bağ (örn; sigortalı çalışanı olup olmadığı vb.) içinde bulunup bulunmadığı saptanmalı, muvazaanın bulunmadığı sonucuna varılırsa bu kez yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile hacizli eşyanın tüm ayırt edici özelliklerinin belirlenip, bundan sonra ihale tutanağı ile karşılaştırması yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu-
Üçüncü kişilerden mal kaçırmak amacıyla muvazaa yapıldığı ileri sürüldüğünde, bu muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.