Davaya konu alacağın tahsil edilerek infazen dosya borcunun kapatıldığı anlaşıldığından tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı-
Borçlu ile davacı 3. kişi arasında kayınvalide-gelin gibi yakın akrabalık bağı bulunduğu, dava konusu haciz işlemi için önce takip dayanağı fatura ve ihtiyati haciz kararında yer alan, adresin boş olduğunun görüldüğü ve komşu işyeri sigortalı çalışanın aranılan adresteki işyerinin gelinen adres olduğunu beyan ettiği, takip dayanağı belgeler arasında yer alan faturada borçlunun ticari ünvanı olarak komşu işyeri unvanının yazılı olduğu, Vergi Dairesi kayıtlarına göre borçlunun faaliyet alanı beyaz eşya, 3. kişinin faaliyet alanı mobilya ürünleri ticareti ise de, anılan dayanak fatura içeriğinin mobilya ürünlerine ilişkin olduğu, haciz adresinde hazır bulunanın ilk defa 3. kişinin işçisi olarak çalışmaya başladığı, alacaklı vekilince ibraz edilen, borçlunun murakıpı, 3. kişinin ise ortağı olduğu dava dışı kişiye ait Ticaret Sicil Gazetesi örneğine göre borçlunun görevinin sonlandırıldığı ve yerine 3. kişinin işçisinin seçildiği anlaşıldığından, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
İptal davasının hukuki niteliği itibariyle dava konusu malın aynına ilişkin olmayıp, şahsi bir dava olduğu, bunun doğal sonucu olarak da dava ve tasarrufa konu mal devir alanın mal varlığından çıkartılarak borçlunun mal varlığına iade edilmeyeceği; sadece alacaklıya malın bedelinden alacağını alma imkanı sağlayacağı- İptal davasının amacının, İİK-277. ve devamı maddelerinde öngörüldüğü gibi borçlunun mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarını iptal ettirmek olduğu- İİK.nun 283. maddesi hükmüne göre iptal davasının konusu taşınmaz mal olduğu takdirde, davalı 3. şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan bu taşınmazın haciz ve satışı istenebileceği- Aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında davalı 3. kişinin aciz belgesine dayanan alacağın gerçekte olmadığını iddia ve ispat edebileceğ, çünkü dava şartlarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gerektiği- Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatının çözümlenmesi gerektiği, bu nedenledir ki 3. kişi davalının borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerektiği- Tasarruf iptali davalarında davacının gerçekten alacaklı olmadığına ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın bu davalarda tartışılamayacağına ilişkin düşüncenin kabulüne olanak bulunmayıp, bu düşüncenin; hukukun temel ilkelerinden olan, iki kişinin 3. kişi aleyhine açık veya zımni biçimde anlaşmasının 3. kişiyi bağlamayacağı prensibine de aykırı olacağı-
Davalı üçüncü kişinin, davalı borçlunun sahibinin babasının şirketinden olan alacağına karşılık araç devralmasına ilişkin işlemin iptaline ve davacıya, icra dosyasına konu alacağın faiz ve ferileri ile sınırlı olmak üzere bu araçlar üzerinde cebri icra yapma yetkisi verilmesine karar verilmesi gerektiği- Hükümde davanın tarafı olmayan, dava sırasında da davaya dahil edilmeyen kişi aleyhine feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Kıdem, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı alacağının ödetilmesine-
Mirasbırakanı N.e P.’ın maliki olduğu 755 ada 143 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bölümü mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalılara devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tapuya tesciline-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekeceği-
Mahkemece öncelikle vergi borcuna ilişkin davaların kesinleşmesi beklenerek bilirkişiden davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan hem davalı gerçek kişinin kesinleşmiş vergi borcu miktarının, hem de davalı şirketin vergi borcu miktarı ve hangi döneme ait olduğu, şirketin vergi borçları nedeniyle davalı borçlu gerçek kişi hakkında 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereğince takip yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dosya kapsamından ve tarafların beyanlarından davalı borçlunun iplik işiyle, davalı üçüncü kişinin ise kumaş boyama işiyle uğraştığı anlaşılmakla, mahkemece davalıların şirket merkezleri ve fabrikalarının bulunduğu yerleri tespit edip, aralarında ticari ilişki bulunup bulunmadığı konusunda ticari defterlerini bilirkişi vasıtasıyla inceleterek, ayrıca spor kulübünde hangi tarihler arasında yönetim kurulu üyeliklerinin bulunduğu da tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği-
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi olup yetki itirazının en geç dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde yapılması gerektiği- Yetki itirazının iki haftalık cevap süresinden sonra yapıldığından mahkemece dikkate alınmaması ve yetki itirazlarının reddi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.