Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
İcra dosyası kapsamından davalı borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, borç tasfiye protokolünden davalı borçlunun içinde bulunduğu borçluların on bankaya 21.153.996,48 Euro borçlu oldukları, davalı borçlu hakkında düzenlenen haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olup borçlunun aciz halinde olduğu, davalıların anlaşmalı boşanma ile boşandığı ve dava konusu taşınmazların davalı borçlu tarafından üçüncü kişi eşine bırakıldığı, taşınmazların davalı eşi adına tescil edildiği; kesinleşen mahkeme kararından, davalı üçüncü kişi eşin boşandığı borçlunun soyadını kullanmasına izin verildiği, davalı üçüncü kişinin dilekçesinden üçüncü kişinin dava dışı takip borçluları olan şirketler grubunun hissedarlarından olduğu anlaşılmakla, mahkemece, takip konusu kredi sözleşmelerinin düzeleme tarihi olmadığından tarihler sorularak sözleşme tarihi iptali istenen tasarruflardan önce ise davanın İİK. mad. 280/1 gereğince kabulüne, kredi sözleşmeleri iptali istenen tasarruftan sonra ise, davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Organik bağ veya faaliyeti farklı olsa bile birlikte istihdamda tüm işverenlere hizmet veren işçiler ile geçişleri yapılan işçiler yönünden iş kolunun aynı olmasına gerek olmadığı- İş Kanunu’nun iş güvencesi il ilgili hükümleri (18-21 Maddeleri) emredici hükümler olduğundan, işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığının resen araştırılması gerektiği- Diğer taraftan İş Hukukunda istisnai ve sınırlayıcı hükümlerin dar yorumlanması gerektiği- İş güvencesi kapsamını belirleyen 30 işçi kuralı da istisnai nitelikte olduğundan dar yorumlanması gerektiği- Dosyaya sunulan SGK kayıtlarına göre davalı alt işveren işyerinde çalışan sayısı 30 işçi altında görünmekte olduğu- Ancak faaliyet alanı farklı olsa da organik bağ olduğu kabul edilen diğer şirkete işçi geçişleri bulunduğundan; mahkemece, davacının iddiaları doğrultusunda birlikte istihdam veya organik bağ bulunan işverenin işçi sayısı araştırılmadan ve bozma gerekleri tam yerine getirilmeden fesih tarihi itibari ile davalı şirkette çalışan sayısının 30 işçiden az olduğu ve aynı iş kolunda olmadığı gerekçesi ile diğer organik bağ bulunan şirketin işçilerinin sayıda dikkate alınamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilemeyeceği-
İptâl davalarında, borçlu ile işlemde bulunan davalı -üçüncü kişilerin, "dava konusu taşınırları/taşınmazları satın alabilecek mali güce sahip olup olmadıkları"nın mahkemece araştırılması gerekeceği-
Mirasbırakan M. A. Eser'in 30959 ada 1 parselde kayıtlı 11 nolu bağımız bölümdeki payını kızı olan davalı B.'a satış suretiyle temlik ettiğini, devrin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil isteği-
TMK. mad. 701 ve 703'te düzenlenen mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı olmayıp mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu- Bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği(TMK. mad. 702)- Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına payları oranında tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğiyle açılan davada, murisin ölüm tarihi itibarıyle elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, veraset ilamına göre dava dışı mirasçının bulunduğu, davaya katılmayan dava dışı mirasçı A.Ö.'ın davaya olurunun alınması ya da miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı- 
Davaya konu 1 nolu parseldeki binanın kendi katkılarıyla yapıldığını, mirasbırakan annesi R.a'nın taşınmazdaki 1/2 payını vekil kıldığı gelini S. vasıtasıyla davalı oğluna temlik ettiğini; vekaletname tarihinde mirasbırakanın hukuki ehliyeti bulunmadığını, ayrıca temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığını ileri sürerek tapu iptali-tescile-
İİK'nun 331. maddesinde öngörülen suçun oluşup oluşmadığı hakkında karar verecek olan mahkemenin, alacaklı tarafından borçlu hakkında asliye hukuk (ticaret) mahkemesinde açılmış olan tasarrufun iptâli davasına ilişkin dosyayı da inceleyerek sanığın hukuki durumunu değerlendirmesi gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.