Davacı ile dava dışı arasında imzalanan belge göz önüne alındığında taraflar arasında inançlı işleme dayalı olarak devrin yapıldığı, öte yandan tüm dosya içeriği ve dinlenen tanık beyanları itibari ile de davalı ile dava dışı ve davacı arasında alacak-borç ilişkisinin bulunduğu, bu alacak-borç ilişkisi nedeni ile davalı ile dava dışı kişinin aralarında anlaşarak dava konusu taşınmazın temlik işleminin gerçekleştirildiği, yine dinlenen tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalının dava konusu taşınmazı ediniminde iyiniyetli olmadığı ortaya konduğundan davalının TMK 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Dava dışı borçlunun 1998 tarihinde kurulan davacı şirkette 2000 yılından beri sigortalı olarak çalıştığı, davacı şirket temsilcisi ile borçlunun kardeş olmalarının tek başına muvazaayı göstermeyeceği ve davalı tarafın muvazaa iddiasını somut ve inandırıcı delillerle ispat edememesi halinde, davanın kabulü ile hacizli mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İ.lı işlem ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada; davacı ile dava konusu taşınmazı teminat olarak dava konusu taşınmazı temlik alan dava dışı üçüncü kişi arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulabilmesi için üçüncü kişinin davada yer almasının zorunlu olduğu gözetilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile ücret alacaklarının ödetilmesine-
Mirasçılar arasında görülen muris muvazaasına dayanan tapu iptali ve tescil davasında; davacılar, tereke adına değil, kendi miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunduklarına ve bu yolla miras hakkı çiğnenen mirasçının kendi payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi imkân dâhilinde bulunduğundan, böyle bir davada miras ortaklığının temsiline lüzum bulunmadığı-
Davalı borçlunun Komutanlık nezdindeki hakedişinin ödemesinin muvazaalı olarak üçüncü kişiye temlik edildiği iddiasıyla açılan (İİK 277 vd.) iptal davasında, davacıya, iptal edilen dava konusu alacağın temliki işlemi nedeni ile Komutanlık nezdinde davalı borçlunun hakedişlerinden davalı üçüncü kişiye ödenen miktarın tam olarak ne kadar olduğunun Komutanlık'tan belgeleriyle birlikte sorularak tespiti ile bu miktarın davacı bankanın icra takibine konusu alacak ve fer'ilerini geçmemek üzere davalı üçüncü kişiden tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın temliki işlemi nedeniyle dava dışı Komutanlık tarafından davalı üçüncü kişiye henüz ödenmeyen miktar varsa bu miktar üzerinde davacıya icra takibine konu alacağını geçmemek üzere haciz yetkisi verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Tapusu koca adına çıkarılmış olan dairenin satış bedelinin aralarındaki anlaşma uyarınca karı-koca tarafından birlikte ödenmesi halinde, kadının tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile kendi adına tescilini isteyemeyip, sadece tazminat isteyebileceği-
9. HD. 04.06.2018 T. E: 2015/20417, K: 12542-
Mahkemece "dava konusu taşınmazların davalı üçüncü kişi adına kayıtlı olması halinde 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için HMK'nun 389 maddesi gereğince alacak miktarının %5 oranında teminat karşılığı ihtiyat tedbir konulmasına" karar verilmiş olup itiraz üzerine, mahkemece "ihtiyati haczin yasal olduğu" gerekçesiyle kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup, İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında ihtiyatı haciz mahiyetindeki tedbir kararının İİK. mad. 281/2 maddesine uygun olduğu-
Davalıların birbirini tanıyan akraba ve yakın arkadaş olmaları sebebiyle TMK'nun 1024.maddesi hükmü gereğince muvazaalı işlemi bilen ve bilmesi gerekli konumda bulundukları, bu sebeple aynı yasanın 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.