Somut olayda, murisin, parasını ödeyerek, üçüncü şahıstan yaklaşık 40 yıl önce aldığı taşınmazların sicilinin davalı erkek çocuk adına oluşturulduğunun ileri sürüldüğü, bu iddiaya göre, tapudaki temlikte üçüncü kişi durumundaki murisi, yorum yoluyla, taraf durumuna getirmek suretiyle değinilen inancın uygulama yerinin bulunmadığının kabulünün icap edeceği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun kararlarının ve Dairenin uygulamalarının da bu yönde olduğu-
Ödenen bedel ile bilirkişice verilen raporda belirtilen dava konusu taşınmazdaki hissenin satış tarihindeki değerine ilişkin bedel arasında fahiş bir fark bulunmadığı ve ayrıca davalının, davadan ve icra dosyasından da haberdar olmadığından bahisle İİK'nun 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptalini gerektiren yasal şartların oluşmadığından davanın reddedileceği-
Salt çalışanların işe alınma ve çıkarılmayla ilgili kriterlerin doğrudan asıl işverence belirlemiş olması, hizmetin asıl işverene ait binada verilmesi ve asıl işverenin ekipmanlarını kullanılmış olması, yardımcı iş niteliğindeki bu işlerde çalışan işçilerin asıl işverenin çalıştırdığı eski işçileri çalışmaya devam ettirmiş olması muvazaa olgusunu ispatlayacak kriterler olmayıp davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisi kanuna uygun olup muvazaaya dayanmadığı halde, davalı P. Enerji Tek. İnş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddi doğru olmadığı- Davacının alt işverene işe iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
İİK'ın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, dava dışı şirketin ticari defterleri dosya arasına alınarak satın alındığı iddia edilen tarihte şirket hesaplarına satıma ilişkin kaydın yapılıp yapılmadığının bilirkişi aracılığı ile belirlenmesi, ayrıca dava konusu gayrimenkule ilişkin davalı tarafından ödenen faturaların (elektrik, su, aidatların) dosya arasına alınarak davalının, dava konusu gayrimenkulü satın aldığı tarihin belirlenmesi ve ceza mahkemesinde ve idarede devam eden dosyalardaki beyanların da birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Öncelikle davalının cevap dilekçesi dosyaya kazandırıldıktan sonra, dilekçede belirtilen deliller değerlendirilmek suretiyle yargılama yapılarak karar verilmesi gerekirken, mülkiyetin tespitine ilişkin ilama atıf yapılmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflardan birinin vesayet altına alınması ya da kendisine danışman atanması durumunda mahkemece duruşmanın erteleneceği; taşınmazın davacının babası adına kayıtlı iken vekili tarafından davalıya satış suretiyle devredildiği, daha sonra Sulh Hukuk Mahkemesince davacının babasının vesayet altına alınarak vasi atandığı davada, mahkemece vasiye davanın ihbarı ile husumete izin kararı alınarak vasi huzuru ile davanın yürütülmesi gerekeceği-
Şufalı payın ilişkin olduğu taşınmaz üzerinde davacılar imar uygulamasından önce uzun yıllardır kullandıkları binaların olduğu toplanan deliller ile anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Önalım hakkına konu edilen payın, 208 parsel sayılı taşınmazın paydaşı C.T. tarafından davalıya 11.05.2007 tarihinde 30.000.-TL bedelle satıldığı; davacının ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, gerçek satış bedelinin 2193,75.-TL olduğunu iddia ettiği; davacının bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerektiği; satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceği-
Davacının lehtar olduğu, dava dışı şirketin keşide ettiği 8 adet çekten kaynaklanan alacağın dava dışı şirketin malvarlığını muvazaalı işlemlerle devraldığı iddia edilen davalılardan tahsilini amaçlayan davada, davacının lehtarı olduğu çeklerde davalıların herhangi bir sıfatı bulunmadığı ve bu itibarla davacının çek bedellerini davalılardan talep edemeyeceği- Davacının, davasına dayanak yaptığı (muvazaalı devirlere ilişkin) iddiaların tasarrufun iptali davasında tartışılabileceği-
Bilirkişi ücretinin tevdii için verilen, süreye ilişkin ara kararda, alınması gereken delil avansı miktarının tam olarak belirtilmediği, "masrafın gider avansından karşılanmasına, yeterli gelmemesi durumunda tamamlatılması" şeklinde muğlak bir ifade kullanılmasının usulüne uygun kabul edilmeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.