Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceği- Davalıya mirasbırakan tarafından temlik edildiği beyan edilen taşınmazlara ilişkin tüm kayıtların ve dayanak belgelerinin, dava konusu edilen taşınmazın şirkete geçişi ve şirketten davalıya geçişine ilişkin akitler ile tüm kayıtların ile şirket belgelerinin mercilerinden getirtilmesi, mirasbırakan tarafından düzenlendiği ileri sürülen vasiyetnamenin getirtilerek incelenmesi ve miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların bulunması halinde nitelikleri ve değerleri bakımından uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı yoksa mal kaçırma amacının mı üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Miras bırakanın yaptığı ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin, saklı pay sahibi mirasçıların bu paylarının ihlâli (mal kaçırma) kasdı ile yapıldığının ispatı halinde, tenkise tâbi olacağı -
Bakım borçlusu davalının bakım borcu altında olduğu davacıya karşı akit gereğince üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmediği ve çekişme konusu taşınmazı davalıdan satın alan diğer davalının ise durumu bilen ve bilmesi gereken konumda olduğu ve TMK.nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı saptanarak ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Aktiften borçların indirilmesinin net terekeyi oluşturacağı, tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekeceği-
Sözleşmenin yapıldığı tarihte davalının bakım alacaklısı ile aynı köyde oturduğu, 2 yıl kadar davacı ile ilgilenerek bakım borcunu yerine getirdiği, ancak bu sürenin sonunda köyden taşındığı; bakım borçlusu olan davalı taşınmasına rağmen bakım alacaklısını yanına almadığı gibi, yanında götürmemesini haklı kılacak bir sebep de ileri sürmediği, bu nedenle akitle kurulan ilişkinin sürdürülmesinin olanaksız hale geldiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ecrimisil istekleri- Mirasbırakana ait veraset ilamının ibrazının sağlanması, çekişme konusu taşınmazların devirlerine ilişkin akit tablolarının ve tüm devirleri gösterir şekilde tedavüllü tapu kayıtlarının merciinden getirtilmesi, mirasbırakanın temlik tarihinde terekesindeki mal varlığının tespit edilmesi, tasarrufun iptali dava dosyasının mahkemesinden temini ile dosyaya sunulan "miras hakkından feragat" başlıklı belgenin anılan dosyaki deliller ışığında değerlendirilmesi, tarafların bildirdikleri tanıkların dinlenilmesi ve dayandıkları diğer delillerin toplanması ve deliller değerlendirilip miras bırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermiyecek şekilde saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Davada taraf olmayan kişi aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunmadığı, açılmış olan bir davada ıslah yoluyla dahi olsa hasım değiştirilmesi ve davalı gösterilmeyen üçüncü bir kişinin davalı durumuna konulmasının ise mümkün olmadığı, bu nedenle davada taraf sıfatı bulunmayan kişinin mirasçıları hakkında hüküm tesisinin usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğu-
Tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada öncelikle hukuki ehliyetsizlik yönünden tarafların bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde diğer iddialarının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
"Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile yapılan temliki tasarruf iptal olunmasa idi; vasiyetnamenin konusuz kalacak olduğu, oysa, tapu kaydı iptal olunduğundan" vasiyetin geçerliliğini koruduğu-
Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçt. Bir. K.’da açıklandığı gibi; muvazaalı temliklerde görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de MK.706 (ve BK.213; şimdi; TBK. mad. 237, Tapu K. 26)’da öngörülen şekil koşullarından yoksun olduğundan geçersiz sayılacağı, bu hususu miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların ileri sürerek muvazaa hukuksal nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilecekleri, bu davada; muvazaalı bir işlemin söz konusu olup olmadığının saptanması için; ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve mâkul bir nedenin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılması gerekeceği -
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.