Takip tarihinde ergin olan çocuk için, annesinin velayeten «birikmiş nafaka»dan dolayı takip yapamayacağı–
Ayrı yaşamda haklı olan eşin diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabileceği, tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-kocanın birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, nafaka takdirinde, tarafların ekonomik durumları tam ve sağlıklı araştırılıp, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesinin gerekeceği-
Borçlunun maaş ve ücreti üzerine daha önce konulmuş haciz bulunsa dahi, mahkemece hükmolunan ve işlemekte olan nafaka alacağı için, borçlunun maaş ve ücreti üzerinde 1. sırada haciz işlemi yapılması ve kalan maaş ve ücretin ¼’ünden az olmamak üzere tespit edilecek miktarının da daha önce haciz koyduran alacaklıya ödenmesi gerekeceği –birikmiş nafaka alacağının, diğer adi alacaklar gibi, daha önce konulan haciz sona erdikten sonra, sırası geldiğinde işlem göreceği-
Mahkemece, belge içeriğinin ilgili yasa maddesinde yazılı vasıfta bulunmadığı, ancak alacaklı vekilinin cevabında kadın yönünden 28.04.2004 tarihine kadarki birikmiş nafakadan feragat edildiği, takibin de 28.04.2004'ten sonraki kadın ve çocuk için ödenmesi gereken nafaka alacaklarına yönelik başlatıldığı , kabulü nazara alınıp gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak, fazla talebin bulunup bulunmadığı tetkik edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İcraya konu edilen ilamda, alacaklı velayet hakkı sahibi anne olup, borçlu ise baba olduğundan, çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için annenin takip yapabileceği- Çocuğun, iştirak nafakası ilamını takibe koyamayacağı, ergin olmuş olsa bile, ergin olmadan önce tahakkuk etmiş olan nafaka borçları sebebiyle yapılan haczi alacaklı olan annenin talebi olmadan kaldırmanın mümkün olmadığı; çünkü bu durumda ergin olsa bile, müşterek çocuğun takipte taraf (alacaklı) olmadığı-
Mahkemece davacı tarafından davalıya banka aracılığıyla yapılan nafaka ödemelerine ilişkin evrakların celbedilmesinden sonra, önceki bilirkişi dışında bir bilirkişi görevlendirilerek, davacının davalıya her yıl ÜFE oranında ödemesi gereken nafaka miktarlarının belirlenmesi ve davalının dava tarihine kadar davacıdan, birikmiş nafaka borcu da dahil, ne kadar nafaka alacağı bulunduğunun tespit edilmesi, davacının hem bankaya yapmış olduğu, hem de icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin tarihleri ve miktarlarıyla belirlenmesi, davalının toplam nafaka alacağının tespitinden ve davacı tarafından yapılan toplam nafaka ödemelerin tespitinden sonra, davacının davalıya fazla nafaka ödemesi yapıp yapmadığının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekeceği-
Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, hakkında başlatılan nafaka ilamına dayalı takip sırasında, gerek maaşından haciz yolu ile yapılan kesintiler ile gerekse takip dosyasına ya da alacaklıya haricen yapmış olduğu ödemeler olduğunu ileri sürerek, takibin iptalini talep ettiği davada, alacaklının cevap dilekçesinde kabul ettiği haricen ödeme ve icra dosyasına borçlunun maaşından haciz nedeniyle yapılan kesintiler ile diğer ödemeler de dikkate alınarak, müşterek çocuğun reşit olduğu tarihe kadar takip öncesi biriken ve takip sonrası işlemiş nafaka ve faizi belirlenerek, şikayet tarihi itibari ile dosya borcunun hesaplanması için Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin, birikmiş nafaka alacağı, manevi tazminat ve faizin tahsiline yönelik olması nedeniyle, adi alacak niteliğinde olup, nafaka hükümlerine aykırı davranmak eylemini oluşturmayacağı-
İlam alacaklısı A.Ö. olup, reşit çocuk E.Ö.’a yapılan ödemenin, alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve İİK 33. maddesi kapsamında kalan ödeme olmadığından nafaka ödemesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu durumda mahkemece; anılan ödemelerin dosya borcundan mahsup edilmeden sonuca gidilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı nafaka alacağı olup işleyen nafaka alacağının adi alacak olmadığı ve borçlunun maaşının haczinin kabil olduğu, bu nedenle işleyen aylık nafakanın tamamı için maaşa haciz konulmasında Yasa'ya aykırılığın olmadığı- Birikmiş nafaka alacağı için ise İİK. mad. 83 uyarınca, borçlunun ve ailesinin geçimi için İcra Müdürlüğü'nce zorunlu olarak takdir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümün haczedilebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.