Hazine’nin ancak, evlatlık sözleşmesinin iptali halinde, evlat edinenin mirasının kendisine kalacağı durumlarda, evlatlık sözleşmesinin iptali davası açabileceği -
Dain-i mürtehin tarafından verilen muvafakat davanın her aşamasında tamamlanabilen dava şartı olup, rehin hakkı sahipleri tarafından rehnin devam etmediği bildirildiğinden menfaati kalmayan rehin hakkı sahiplerinin davaya muvafakatinin aranmasına gerek olmadığı, bu durumda mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Köylünün, ortaklaşa kullandığı köy meydanı, yol, genel harman yeri, genel su kanalı gibi yerlere elatılması halinde köyde oturan ve yararlanan herkesin elatmanın önlenmesi davasını açmasında hukuki yararın bulunacağı–
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte icra mahkemesine yapılan başvuru, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz mahiyetinde olup, şirket ortağının şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle borçlu şirket adına usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurmasının mümkün olmadığı-
Takibe konu boşanma ilamında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de; anılan nafakanın alacaklısı kendisine velayet görevi verilen anne olduğundan, velayet sonlanana kadar nafakaların anne tarafından talep edilebileceğinin kabulü gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davası-
«Dava konusu mallar üzerindeki haczin -mülkiyet, rehin vb. iddialarına dayalı olarak- kaldırılması» istemiyle yapılan başvurunun «istihkak davası» niteliğinde olduğu, dilekçede «şikayetçi», «şikayet» sözcüklerinin geçmiş olmasının -HUMK. 76 (şimdi; HMK. 33) gereğince hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan- bu sonucu değiştirmeyeceği–
Ayıplı malın değişimi aksi halde ödenen bedelinin tazmini davası-
İtirazın iptali davasından usulüne uygun bir itiraz olup olmadığının tespiti gerektiği- Davalı borçlu şirketin tasfiye halinde olduğu ticaret sicil gazetesi örneğinden anlaşıldığından, dava dilekçesi ve karar tebliğinin tasfiye memuruna yapılması gerektiği-
Tapu kaydının iptali istemli davada özel daire bozma kararında "davacının her ne kadar taşınmazın zilyetliği altında bulunduğu konusunda tapu kaydına şerh verilmesini talep etmiş ise de, kadastro tutanağında ve tapu kaydının beyanlar hanesinde zilyet olduğunun yazılı bulunduğu, bu talebi yönünden dava açmakta hukuki bir yararının bulunmadığı, dava konusu taşınmazın, beyanlar hanesindeki mera tahsisine ilişkin şerhin kaldırılması talebiyle ilgili olarak, dava açma hak ve yetkisi taşınmazın maliki Hazine’ye ait olduğu gerekçesiyle davacının aktif dava ehliyeti olmadığı" görüşündeyse de HGK.'nin "orman sınırları dışına çıkartılan dava konusu taşınmazın davacının kullanımında olduğu hususunun beyanlar hanesine şerh edildiği, eldeki davada mülkiyet iddiasında bulunulmadığı, mera şerhinin davacının kullanımını engelleyeceği cihetle 6292 sayılı Kanun uyarınca kullanıcı olarak hak sahibi sayılan davacının mera şerhinin iptaline yönelik açılan davada aktif husumet ehliyetinin bulunduğu gerekçesiyle direnme kararının yerinde olduğu" görüşünde olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.