Sıra cetveline yönelik şikayet sonucunda, icra mahkemesince ilk sıra cetveline itiraz etmeyen alacaklılar lehine değişiklikler yapılamayacağı—
Konkordatonun tasdikinden sonra düzenlenmiş olan bonoya (çeke) konkordatonun tesir etmeyeceği- Alacaklının konkordatonun kısmen veya tamamen feshi imkanını sağlamadan icra takibini yapamayacağı-
"Sıra cetveline itiraz davası" hakkında, hem icra mahkemesi ve hem de mahkemece "görevsizlik kararı" verilmiş olması halinde, davacının bunlardan birisini ortadan kaldırtması gerekeceği–
Mahkemece, şikayetçinin alacağının eşyanın aynından kaynaklandığı kabul edilmesine göre, şikayetin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
İİK. mad. 289 uyarınca konkordato müddeti içinde "rehinli alacaklar müstesna olmak üzere borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlamış takipler duracağı", ihtiyati haczin ise alacaklıların haklarını temin için borçlunun mallarına konan tedbir olup icra takibinden veya açılacak davadan öncede uygulanabileceği; ihtiyati haczin takip muamelesi de sayılamayacağı-Borçlunun konkordato isteminden vazgeçmesi sebebi ile konkordato mühleti kaldırıldığından, ihtiyati haciz uygulamasının borçlunun konkordato projesini sonuçsuz bırakacağından da söz edilemeyeceği-
Rehin açığı belgesinde, borçlunun ödemekle yükümlü olduğu miktar açık bir şekilde gösterilmediğinden, borçlunun, borçlu olduğu tutarın rehin açığı belgesinde belirtilmediğine yönelik şikayetinin yerinde olduğu-
İflas takibinin devamı niteliğinde olduğu için, iflas davalarının, konkordato mühleti içinde duracağı-
Rehinli malın satılmasından sonra düzenlenecek sıra cetvelinde, bütün alacaklıları ilgilendiren –paraya çevirme ve paylaştırma gibi- masrafların saptanıp «bunların öncelikle bunları yapmış olan alacaklıya ödenmesine» karar verilip kalan paranın sıra cetveline göre alacaklılar arasında paylaştırılması gerekeceği—
6183 s. AATUHK mad. 66 gereğince açılmış istihkak istemine ilişkin davada, davacı vekili, "davalı idare tarafından, ticari işletme rehnine konu menkullerin haczedildiğini" belirterek "istihkak" iddiasında bulunmuş, ve aynı Yasanın 21/2 maddesi gereğince "rehin haklarının saklı tutulmasına,rehin kapsamındaki malların davalı idare tarafından satışı halinde mad. 74/2 dikkate alınarak satış bedelinden öncelikle rehin alacağının ödenmesine, satış bedelinin rehinli alacaklarının ve takip giderlerini geçmemesi halinde satışın tehir edilmesine karar verilmesini" talep etmiş olup, mahkemece, keşfin davacıya ait adreste yapılmaması da gözönüne alınarak, davacı vekilinin dilekçeleri doğrultusunda HMK. mad. 288, 290 ve 291/3'deki yasal düzenleme gereğince, "haciz adresinde faaliyette bulunan dava dışı şirketlere belirlenecek keşif gün ve saatinin bildirilmesi", mahcuzların bulunduğu adreste keşif yapılması dava konusu mahcuzların ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Rehinli alacaklının, rehin tutarının borcu ödemeye yetmemesi halinde kalan alacağı için borçlusu hakkında ‘iflas’ ya da ‘haciz’ yolu ile takip yapabileceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.