• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 559 - Yürürlükteki Kanunun 501 inci maddesini karşılamaktadır.

    Gerek yürürlükteki bu maddede gerek İsviçre Medenî Kanununun bunu karşılayan 521 inci maddesinde iptal davaları için belirtilen süreler zamanaşımı süresi olarak öngörülmüştür. Bu sürenin niteliği tartışmalı olmakla birlikte, bunun zamanaşımı değil, bir hak düşürücü süre olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. İsviçre Özel Hukuku ile ilgili şerhin yazarı Paul Piotet, Schweizerisches Privat-recht, Erbrecht IV/1, s: 276-277’de buradaki sürenin Federal Mahkeme kararlarına (BGE 86 II 340; 98 II 176) da dayanarak bir hak düşürücü süre olduğunu kabul etmektedir.

    Burada düzenlenen davanın yenilik doğurucu bir hakkın kullanılması nite-liği taşıdığı, bu davanın bir eda davası olmadığı göz önünde tutularak madde hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş ve kaleme alınmıştır.

    Maddede öngörülen bir, beş ve otuz yıllık süreler yerine bir, on ve yirmi yıllık süreler kabul edilmiştir. Maddenin aslı olan İsviçre Medenî Kanununun 521 inci maddesinde bu süreler bir, on ve otuz yıl olarak öngörülmüştür.

    Bizde olağanüstü zamanaşımı ile mülkiyetin kazanılmasında zamanaşımı süresi 20 yıl iken, İsviçre Medenî Kanununun bunu karşılayan 662 nci madde-sinde bu süre otuz yıl kabul edilmiştir. İsviçre Medenî Kanununun 521 inci maddesinde otuz yıllık sürenin kabul ediliş gerekçesi budur. Bu nedenle 713 üncü maddede olduğu gibi bu maddede de Kaynaktan ayrılmak suretiyle iki madde arasında paralellik sağlamak üzere otuz yıllık süre yirmi yıla indirilmiş, beş yıllık süre kaynak kanuna paralel olarak 10 yıla çıkarılmıştır.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 483 - Madde, yürürlükteki Kanunun 501. maddesini karşılamaktadır.

    Yürürlükteki Kanunda maddenin başlığında «Müruru zaman» deyimi kullanıldığı hâlde madde metninin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde «sakıt olur» deyimine yer verilmiştir.

    Buradaki sürelerin zamanaşımı süresi mi yoksa hak dü-şürücü süre mi olduğu doktrinde ve mahkeme içtihatlarında tartışmalı bulunmaktadır. İsviçre Federal Mahkemesinin yeni eğilimi ve iptal dâvası açma hakkının yenilik doğuran hak olma niteliği gözönünde bulundurularak, tasarıda, madde başlığı «hak düşürücü süre» olarak ifade edildiği gibi madde metni de bu esasa göre düzenlenmiştir.

    Yürürlükteki Kanunda süre, bir sene, beş sene ve otuz sene olmak üzere düzenlenmiştir. Kaynak İsviçre Medenî Kanu-nunun 521. maddesinde bizdeki beş yıllık süre on yıldır ve böylece İsviçre Medenî Kanununun iptal dâvasında öngördüğü süreler ile miras sebebiyle istihkak dâvasındaki zamanaşımı süreleri arasında bir uyum vardır. Diğer taraftan, iptal dâvası ve miras sebebiyle istihkak dâvası açmada kötüniyetli dâvalılara karşı kabul edilmiş bulunan otuz yıllık süre, İsviçre Medenî Kanununun, taşınmazların olağanüstü (sicildışı) zamanaşımı ile kazanılması süresiyle ahenktardır.

    Tasarıda, miras sebebiyle istihkak dâvasındaki sözko-nusu süre sicildışı zamanaşımı süresi ile tutarlı kılınmak üzere yirmi yıl olarak kabul edildiği cihetle ölüme bağlı tasarrufların iptali dâvasında da âzami süre yirmi yıl olarak kabul edilmiştir.

    Diğer taraftan, yirmi yıllık süre bütün iptal sebepleri için tanınmış ve başlangıcı on yıllık süre ile birlikte açıklanmıştır.’:

    «III. Hak düşürücü süre

    Madde 483 - İptal dâvası açma hakkı, dâvacının, tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinden, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinden iti-baren, iyiniyetli dâvalılara karşı on yıl, kötüniyetli dâvalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.

    Hükümsüzlük, defi yolu ile her zaman ileri sürülebilir.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği: Yürürlükteki metinde 501 inci madde iki fıkra halindedir. Ön tasarıda zamanaşımı durumları daha açık bir şekilde gösterilmek için numaralanarak ayrı ayrı bentler içinde ifadeye bağlanmıştır.

    3) Hüküm değişikliği: 501 inci maddede, metne aydınlık vermek için, kendisine karşı geçersizlik davası açılan kimsenin, yani davalının iyiniyetli veya kötüniyetli olmasına göre daha açık bir ifadeye bağlanarak, onun iyiniyetli olması durumunda davacının, bugünkü metinde olduğu gibi, ölüme bağlı tasarrufu ve geçersizlik sebebini öğrenmesinden başlıyarak bir yıl ve herhalde tasarrufun açılmasından başlıyarak on yıl geçmekle davanın zamanaşımına uğrayacağı birinci bentte kabul edil-miştir. Bugün yürürlükte bulunan 501 nci maddede bu son süre beş yıldır. Medenî Kanun Komisyonu bu süreyi az bulmuştur. Çünkü ölüme bağlı tasarruflar, sağlıkta sonuç doğuran tasarruflara benzemediğinden, böyle bir tasarrufu vaktinde öğrenmeyen davacıyı korumak gerekir. Esasen on yıllık süre, gerek İsviçre aslına, gerek genel zamanaşımına ilişkin Borçlar Kanu-nunun 125 inci maddesine uymaktadır. Bütün bunlar gözönüne alınarak bu beş yıllık süre on yıla çıkarılmış, böylece iyiniyetli davalı korunmuştur. Kötüniyetin hiçbir zaman korunmaması gerektiğinden, kötüniyetli davalıya karşı davacıyı korumak esa-sından hareket etmek gerekir. Kötüniyetli kimseye karşı açılacak geçersizlik davasının, davacının tasarrufu ve geçersizlik sebebini öğrenmesi tarihinden başlıyarak bir yıl sonra zamana-şımına uğramasının kabulü doğru olmadığı gibi bu süreyi mutlak olarak otuz yıl şeklinde kabul etmek de uygun değildir. Zira birinci durumda davalı korunmuş, ikinci durumda ise davacının eline, otuz yıl süre ile hukukî bir silah verilmiş olur. Meselâ ölüme bağlı tasarrufla kendisine kazanç sağlanan kimse kötüniyetli ise ve geçersizlik davası açmağa haklı olan taraf tasarrufu ve geçersizlik sebebini hemen öğrenmiş bulunuyorsa ona bu geçersizlik davasını otuz yıl içinde her an açabilme yetkisini tanımak suretiyle davalı durumunda olacak kimsenin böyle uzun bir süre içinde manevî tehdit ve baskı altında bulundurulmasına imkân vermek, hukuk ilkeleriyle bağdaşmaz. Bu sebeple kötüniyet durumunda da bir ayırım yapılarak, davacının, tasarrufu öğrenme tarihinden başlıyarak on yıl ve her halde tasarrufun açılmasından başlayarak otuz yıl geçmesiyle geçersizlik davasının zamanaşımına uğrayacağı esasının konulması daha uygun bulunarak 501 nci maddenin ikinci bendi ona göre kaleme alınmıştır. Şu halde: dava açma hakkına sahip olan kimse, tasarrufu ve geçersizlik sebebini ancak ölüme bağlı tasarrufun açılmasından başlıyarak 29 yıl sonra öğrenmişse, onun dava hakkı 30.yılın tamamlanmasıyla düşecektir. Çünkü otuz yıl en son süredir.’:

     

    «III. Zamanaşımı

    Madde 501 - Geçersizlik davası

    1- Ölüme bağlı tasarrufla kendisine kazanç sağlanan kimse iyiniyetli ise, davacının ölüme bağlı tasarrufu ve geçersizlik sebebini öğrenmesinden başlıyarak bir yıl ve herhalde tasarrufun açılmasından başlıyarak on yıl;

    2- Ölüme bağlı tasarrufla kendisine kazanç sağlanan kimse kötü niyetli ise davacının ölüme bağlı tasarrufu ve geçersizlik sebebini öğrenmesinden başlıyarak on yıl ve herhalde tasarrufun açılmasında başlıyarak otuz yıl, geçmekle zamana-şımına uğrar.

    Geçersizlik iddiası, defi yoluyla, her zaman ileri sürülebilir.»