-
«1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe
«Madde 632 - Yürürlükteki kanunun 572 nci maddesini karşılamaktadır.
Hüküm değişikliği yoktur. İsviçre Medenî Kanununun 593 üncü maddesine uygun olarak üç fıkra hâline getirilmiştir. Arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır.
Maddede, mirası reddetme ya da resmî deftere göre kabul etme hakkına sahip bulunan mirasçıya, bunların yerine terekenin resmî tasfiyesini isteyebilme olanağı tanınmıştır. Ancak birlikte mirasçı olanlardan birinin mirası kabul etmesi durumunda, kabul eden mirasçı terekenin borçlarından şahsen sorumlu olacağından, artık terekenin resmen tasfiyesinin anlamı kalmamaktadır. Böyle olunca da diğer mirasçıların resmî tasfiyeyi istemeleri gözönünde tutulmayacaktır.»
-
«1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:
‘Madde 556 - Madde, yürürlükteki kanunun 572. madde-sini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur. Kaynak İsviçre Medenî Kanununun 593.maddesine uygun olarak madde üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir.’:
«A. Şartları
I. Bir mirasçının istemi
Madde 556 - Her mirasçı, mirası red veya resmî deftere göre kabul edeceği yerde terekenin resmî tasfiyesini isteyebilir.
Bu istem, birlikte mirasçı olanlardan birinin mirası kabul etmesi hâlinde dikkate alınmaz.
Resmî tasfiye hâlinde, mirasçılar, terekenin borçlarından sorumlu olmazlar.»
-
«1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:
‘1) Terim ve ifade: İfade sadeleştirilmiş, mirası red veya kabul konusunda beyanda bulunan mirasçının artık resmî tasfiye isteminde bulunmıyacağı belirtilmiş, terimler yukarıki maddelere uygun bir duruma konulmuştur.
2) Biçim değişikliği: Ayrı ayrı üç kuralı kapsayan bu madde yürürlükteki metinde iki fıkra halindedir; aslında olduğu gibi üç bağımsız fıkra durumuna getirilmiştir.
3) Hüküm değişikliği: İkinci fıkrada esaslı bir kural de-ğişikliği yapılmıştır. Şöyle ki: Yürürlükteki metinde resmî tasfiye isteminin, mirasın mutlak yani kayıtsız ve şartsız kabulü halinde mesmû olmayacağı yazılıdır; bu ifade bizim kanunumuza İsviçre’nin fransızca metninden geçmiştir. Halbuki almanca ve italyanca metinlere göre bütün müellifler mirasın yalnız kayıtsız ve şartsız ve açık olarak değil, herhangi bir şekilde, meselâ susma veya miras işlerine el atma ve karışma yoluyla üstü kapalı olarak kabul edilmesi veya resmî deftere göre kabulü durumlarında da resmî tasfiye isteminin yerine getirilmesi gerektiği noktasında birleşmektedirler; esasen doğrusu da budur. Meselâ iki mirasdaştan biri resmî tasfiye yapılmasını, öteki resmî defter tutulmasını isterse, önce resmî defter yapılır ve mirasçılar veya onlardan biri mirası bu defter uyarınca kabul ettiği takdirde artık resmî tasfiye istemi yürümez.. Tersi olursa, yani resmî defter tutulmasını isteyen mirasçı bunun sonunda mirası reddederse, bu durumda resmî tasfiye istemi yerine getirilir. İşte bütün bu noktalar maddenin ikinci fıkrasından anlaşılacak şekilde bu fıkra değiştirilmiş bulunmaktadır.’:
«A. Şartları
I. Mirasçılardan birinin istemi
Madde 572 - Mirası red veya resmî deftere göre veya kayıtsız ve şartsız kabul etmemiş olan her mirasçı, kalıtın resmî tasfiyesini isteyebilir.
Bu isteme mirasdaşlardan birinin herhangi bir yolla mirası kabul etmesi durumunda yerine getirilmez.
Resmî tasfiyede mirasçılar, kalıtın borçlarından sorumlu olmazlar.»