-
«1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe
«Madde 504 - Yürürlükteki Kanunun 451 inci maddesini karşılamaktadır.
Yürürlükteki Kanunun 451 inci maddesinin kenar başlığı «Batıl tasarruflar» şeklindedir. Durum, İsviçre Medenî Kanununda da böyledir. Fakat madde in-celendiği zaman, genel olarak ölüme bağlı tasarrufların hükümsüzlüğünü genel olarak düzenlemenin söz konusu olmadığı, sadece irade sakatlığı hâlinde, miras bırakanın yanıldığını veya aldatıldığını öğrenmesinden ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulmasından sonraki davranışına göre, ölüme bağlı tasarrufun (akıbetinin) düzenlendiği görülmektedir. Söz konusu tarihten itibaren bir yıl içinde, mirasbırakan tasarruftan dönmediği takdirde, tasarruf geçerlilik kazanacaktır. Mirasbırakanın sakat irade beyanı ile yaptığı vasiyetnameden, bir yıllık hak düşürücü süre içinde dönmemiş olması hâlinde, ölümünden sonra artık onun mirasçıları iptal davası açma hakkına sahip değildir. Miras sözleşmeleri açısından ise, mirasbırakan artık bir yıllık sürenin geçmesiyle, sözleşmeden tek taraflı olarak dönemeyeceği gibi, ölümünden sonra mirasçıları da ölüme bağlı tasarrufu iptal ettiremeyeceklerdir. Maddenin düzenlendiği asıl konu dikkate alınarak kenar başlık «İrade sakatlığı» tarzında ifade edilmiştir.»
-
«1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe
‘Madde 428 - Madde, yürürlükteki Kanunun 451. maddesini karşılamaktadır.
Yürürlükteki Kanunun 451. maddesi «Batıl tasarruflar» başlığını taşımaktadır. Durum İsviçre Medenî Kanununda da böyledir. Fakat madde incelendiği zaman, ölüme bağlı tasarruf-ların hükümsüzlüğünü genel olarak düzenlemenin sözkonusu olmadığı, sadece irade sakatlığı halinde, mirasbırakanın yanıl-dığını veya aldatıldığını öğrenmesinden ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulmasından sonraki davranışına gö-re, ölüme bağlı tasarrufun mukadderatının düzenlendiği görülmektedir. Söz konusu tarihten itibaren bir yıl içinde, mirasbırakan tasarruftan dönmediği takdirde, tasarruf geçerlilik ka-zanacaktır. Maddenin düzenlediği asıl konu dikkate alınarak kenar başlık «İrade Sakatlığı» tarzında ifade edilmiştir.’:
«B. İrade sakatlığı
Madde 428 - Mirasbırakanın, yanılma, aldatma, kor-kutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Şu kadar ki, mirasbırakan yanıldığını veya alda-tıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden itibaren bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.
Ölüme bağlı tasarrufta kişinin veya şeyin belirtilmesinde açık yanılma hâlinde mirasbırakanın gerçek arzusu kesin olarak tesbit edilebilirse, tasarruf bu arzuya göre düzeltilir.»
-
«1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade: Bu maddenin kenar başlığındaki, «batıl tasarruflar» terimi yerinde görülmemiştir. Çünkü aşağıda ölü-me bağlı tasarrufların iptali bahsinde bu nokta düzenlenmiştir. Bu maddenin amacı, ölüme bağlı tasarruflarda irade sakatlığını belirtmektir. Bu nedenle kenar başlık, İsviçre aslında olduğu gibi «irade sakatlığı» olarak değiştirilmiştir.
Maddenin metninde, yukarıda 116-118 inci maddelerin gerekçesinde açıklanan sebeplerle ve oradaki terimlere uygun olarak ıstılah değişikliği yapılmış ve böylece «yanılma, aldatma, korkutma, zorlama» terimlerinin Arapça «hata, hile, tehdit, cebir» terimlerinden daha iyi belirttiği görülerek, Medenî Ka-nun Komisyonunca bu terimler tercih edilmiştir. Başkaca bir terim değişikliği olmayıp ifade sadeleştirilmiştir.
2) Biçim değişikliği: Maddenin metni ayrı ayrı üç kuralı kapsadığından buna göre metin, İsviçre aslında olduğu gibi, üç müstakil fıkra haline getirilmiştir. Medenî Kanun Komisyo-nunda bu maddenin yeri üzerinde bir tartışma olmuş ve bu yerin: «müteveffa tarafından yapılan tasarrufların iptali ve ten-kisi» başlığını taşıyan ve 499 uncu maddeden başlıyan (6, fasıl içinde) bulunması gerektiği ileri sürülmüştür. Ancak komisyon bu 451 inci maddenin «irade sakatlığı»nı tesbit amacını güttüğü ve bunun da, maddenin bulunduğu birinci bölümün başlığının (tasarruf yeteneği ve tasarruf iradesi) şekline getirilmek suretiy-le belirtildiği ve birinci bölümün başlığıyla maddele-rin ara-sında böylece ahenk sağladığı düşünülerek sistematiğe dokunulmaması tercih edilmiştir. Ayrıca Medenî Kanunun kabulünden beri kırkbeş yıl geçmiş olduğu için, maddelerin alışılmış olan sıra numaralarının pek büyük bir zorunluk olmadıkça- değiştirilmemesi doğru bulunmuştur.
3) Hüküm değişikliği: 451 inci maddenin ifadesi sade-leştirilmiş ve bazı terimler değiştirilmiş olmakla birlikte, maddenin esasında bir kural değişikliği yapılmamıştır. Medenî Ka-nun Komisyonunda «zorlama» «cebir» konusunun birinci fıkrada alıkonulup, konulmaması uzun boylu tartışılmıştır. Gerek sözleşmelerin irade sakatlığı yüzünden bozulması, gerek evlenmenin nisbî butlan sebepleriyle bozulması durumlarında yalnız «ikrah» veya «tehdit»den söz edildiği halde «cebir» söz konusu edilmemiştir. Bunun sadece ölüme bağlı tasarrufun iptalinde söz konusu edilmesi bir fazlalık gibi görülmektedir. Bununla birlikte kanunun İsviçre aslındaki 469 uncu maddenin birinci fıkrasında dahi «ZWANG, VİOLENCE, VİOLENZA» yani «zorlama» (cebir) terimleri bulunmaktadır. Kanunumuzun aslının Almanca, Fransızca ve İtalyanca metinlerinde dahi yer almış bulunan bu kelimenin Türkçe metinden çıkarılması ye-rinde bulunmamıştır. Gerçi «zorlama» kavramı aynı zamanda bir «korkutma» ise de bunlar aynı şeyler değildir. Örneğin: ipnotizma veya manyetizma ile bir kimsenin uyutulup iradesi felce uğratıldıktan sonra ona bir vasiyetname imza ettirilmesi ha-linde hiçbir korkutma olmaksızın, sadece manevi bir zorlama söz konusudur. Böylece ölüme bağlı bir tasarrufu sadece irade-deki sakatlık etkisiyle değil hiçbir irade söz konusu olmaksızın, zorlama etkisiyle yapmış olan kimse, bu etki kalktıktan sonra bir yıl içinde bu tasarrufu ortadan kaldırmazsa sanki icazete benzer bir durum mevcut olacağından bu tasarruf yine geçerli hale gelecektir. Burada şu noktanın da belirtilmesi gerekir: İsviçre Federal Mahkemesi vermiş olduğu bu kararda: (Federal Mahkemesi Kararları Resmî Külliyatı, cilt 72/II, sahife 157) tehdit ve «zorlama» kavramlarının «esaslı korku» ya benzer olduğu bu sebeple «maddî cebir»i kapsamadığı sonucuna varmış, bundan da maddî cebir etkisiyle yapılan bir tasarrufun Miras Hukuku bakımından iptaline lüzum olmayıp sadece «hiç olmamış» sayılmasının tesbitinin kâfi geleceği sonucunu çıkarmıştır. Buna göre 451 inci (İsviçre 469 uncu) maddenin ikinci fıkrasiyle kabul edilen «tasarrufun tamiri» imkanı, maddi cebir sonucunda yapılan ölüme bağlı tasarruflar için söz konusu olmayacaktır. Bu noktayı Medenî Kanun şerhinde böylece belirten İsviçre’li Profesör P. Tour, Federal Mahkemenin bu ka-rarını, maddenin açık metnine uygun bulmamakla beraber, tasvip etmektedir. (Bak. P. Tour Das Erbrecht, Bern 1952, S. 114, Madde 469 «Türk 451 şerhi, No. 27) Medenî Kanun Komisyonu Contra Legem, yani «Kanuna karşı» yapılan bu tefsiri, memleketimizde suistimaller doğurması düşüncesiyle bizim için uygun bulmamış, ayrıca maddede bir kural değişikliği yaparak «zorlama» yani «cebir» kelimesinin çıkarılmasını da yerinde bulmamıştır. Sadece maddenin ifadesi sadeleştirilmiş ve daha kolay bir hale getirilmiştir.’:
«B. İrade Sakatlığı
Madde 451 - Mirasbırakanın, yanılma, aldatma, kor-kutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir.
Bununla birlikte, mirasbırakan, yanıldığını veya alda-tıldığını öğrendiği veya korkutma veya zorlamanın etkisi kalktığı günden başlıyarak bir yıl içinde tasarrufu ortadan kaldırmazsa, bu tasarruf geçerli sayılır.
Ölüme bağlı bir tasarrufta kişinin veya nesnenin belirtilmesinde açık bir yanılma bulunması durumunda, eğer mirasbırakanın gerçek iradesi kesin olarak saptanabilirse, tasarruf bu iradeye göre düzeltilir.»