• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 519 - Yürürlükteki Kanunun 466 ncı maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin «Tenkis» şeklindeki kenar başlığı maddenin içeriğine uygun olarak, İsviçre Medenî Kanununun 486 ncı maddesinde olduğu gibi «Tereke ile ilgisi» şeklinde kaleme alınmıştır. Bununla «belirli mal bırakma»nın tereke kar-şısındaki durumu ifade edilmek istenmiştir.

    Yürürlükteki maddenin ikinci fıkrasının son cümlesi, İsviçre Medenî Kanu-nunun 486 ncı maddesinde olduğu gibi ayrı fıkra hâline getirilmek suretiyle madde üç fıkraya dönüştürülmüştür.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 443 - Madde, yürürlükteki kanunun 466. maddesinin karşılamaktadır.

    Yürürlükteki Kanununun «tenkis» tarzındaki başlığı, mad- de metninde düzenlenen hususları tam olarak kapsamamaktadır. Kaynak İsviçre Medenî Kanununun 486. maddesinin ke-nar başlığı gözönünde tutularak tasarıda «vasiyetin tereke ile ilgisi» başlığı kullanılmıştır.

    Esas itibariyle maddede bir hüküm değişikliği yapılma-mış, sadece ifade düzeltilmiştir. Bundan başka yürürlükteki kanunda ikinci fıkrayı teşkil eden hüküm, kaynak İsviçre Mede-ni Kanununun 486. maddesine uygun olarak iki fıkraya ayrıl-mıştır.

    Yürürlükteki Kanun, İsviçre Medenî Kanununda olduğu gibi, vasiyeti ifa yükümlüsü mirasta hak sahibi olmaktan çıktığı için yükümlülükten kurtulsa bile vasiyetin tenfiz olunacağını, yani vasiyetin hüküm ifade etmeğe devam edeceğini belirttiği hâlde, kimin ifa ile mükellef olacağını belirtmemiştir. Bu husus, doktrindeki fikirler gözönünde tutularak ve işin niteliğine uygun olarak, ifa borcunun, bu durumdan yararlanana geçeceği tarzında düzenlenmiştir.’:

    «III. Vasiyetin tereke ile ilgisi

    Madde 443 - Tereke mevcudunu veya vasiyeti ifa yükümlüsüne yapılan karşılıksız kazandırma miktarını ya da tasarruf edilebilir kısmı aşan vasiyetlerin orantılı olarak tenkisi istenebilir.

    Vasiyeti ifa yükümlüsü, mirasbırakandan önce ölmüş veya mirastan yoksun kalmış ya da mirası reddetmiş olsa bile vasiyet yürürlükte kalır; ifa borcu, bu durumlardan yararlanana geçer.

    Kanunî veya atanmış mirasçı, mirası reddetse bile, lehine yapılmış bir vasiyetin yerine getirilmesini talep edebilir.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: 465 nci maddenin yürürlükteki met-ninin kenar başlığı «tenkis» tir. Oysa metinde yalnız tenkis değil, kanuni veya atanmış mirasçılar yararına olarak yapılmış olan tasarrufların nasıl yerine getirileceği ve yerine getirme yükümlüsünün ölümü veya mirası reddetmesi durumunda da belli malbırakımı tasarrufunun geçerli kalacağı gösterilmiş, böylece belli malbırakımı tasarrufu ile kalıt arasındaki ilişki düzenlenmiştir. Bu sebeple kenar başlığa İsviçre metninde olduğu gibi «kalıt ile ilgisi» kelimeleri eklenmiştir; bununla birlikte «tenkis» terimi yerine doktrinde yerleşmiş bulunan «indirim» terimi de metinde alıkonulmuştur. Oysa İsviçre Metninde bu kelime yoktur. Ancak bu maddenin 1 inci fıkrasında indirimle ilgili kurallar da buulnduğu için bu terim muhafaza edilmiştir. Terimlerde yapılan bu değişikliklerden başka maddenin ifadesine, özellikle en son fıkrasına açıklık verilmek için bu fıkrada ifade değişikliği yapılmış ve bütün terimler, daha önce kabul edilmiş olan maddelerdeki terimlere uydurulmuştur.

    2) Bu maddenin yürürlükteki metni iki fıkradır. Oysa ikinci fıkra birbirinden ayrı iki kuralı kapsadığından iki fıkraya ayrılmış ve böylece madde, İsviçre aslında olduğu gibi, üç müs-takil fıkra haline getirilmiştir.

    3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:

     «III. Kalıt ile ilgisi ve indirim

    Madde 466 - Belli mal bırakımı tasarruflarının tutarı kalıt mevcudunu veya yerine getirme yükümlülüklerine yapılan kazandırma tutarını veya tasarruf oranını aşarsa, bu bırakım tasarruflarının, orantılı olarak, indirimi istenebilir.

    Yerine getirme yükümlüsü mirasbırakandan önce ölmüş veya mirası reddetmiş veya kendisinin mirastan yoksunluğuna karar verilmiş olsa bile, belli mal bırakımı tasarrufu geçerli kalır.

    Mirasbırakanın, kanunî veya atanmış mirasçısı yararına belli mal bırakımı tasarrufunda bulunması durumunda, mirasçı mirası reddetse bile bu tasarrufun yerine getirilmesini isteyebilir.»