• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 581 - Yürürlükteki kanunun 523 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Yürürlükteki maddenin ikinci cümlesinde, vasiyet alacaklısının mirasbırakandan önce ölmesi hâlinde tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, vasiyet olunan malın terekeye dönmesi kabul edilmiştir. Yapılan değişiklikle, bu durumda vasiyeti yerine getirme yükümlülüğünün, vasiyet yükümlüsünün yararına olarak ortadan kalkacağı kabul edilmek suretiyle, ikinci cümle, İsviçre Medenî Ka-nununun bu maddeyi karşılayan 543 üncü maddesinde olduğu gibi, ikinci fıkra hâline getirilmiştir. Ayrıca madde, başlığı ile birlikte arılaştırılmıştır.

    Maddenin yeni şekliyle, birinci fıkra hükmüne göre, mirasçılıktan olduğu gibi, vasiyet alacaklısı olabilmek için de, mirasbırakanın ölümü anında, lehine vasiyet yapılanın ehil olarak sağ bulunması gerekmektedir.

    Ancak maddenin ikinci fıkrasının vasiyet alacağı hakkının mirasçılarına geçmeyeceği düzenlenerek, mirasçının haklarının kendi mirasçılarına geçeceğine ilişkin hükmün aksine bir hüküm getirilmiştir. Zümre mirasçılarının, mirasbırakandan önce ölmesi durumunda, hâlefiyet ilkesi gereğince, onun miras haklarına mirasçıları hâlef olmaktadır ve bu nedenle mirasbırakandan önce ölen mirasçının hakları, kendi mirasçılarına geçer (m.495, 496, 497). Buna karşılık maddenin ikinci fıkrasında öngörüldüğü üzere, vasiyet alacaklısının mirasbıra-kandan önce ölmesi durumunda, onun vasiyet alacağı kendi mirasçılarına geçmez, vasiyet yükümlüsü mirasçılar lehine ortadan kalkar. Ancak bu düzenleme emredici nitelikte değildir. Böylece mirasbırakan dilerse vasiyetinde, vasiyet alacaklısının kendisinden önce ölmesi durumunda vasiyet alacağının, onun miras-çılarına geçeceğini kararlaştırabilecektir.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 505 - Madde, yürürlükteki kanunun 523. madde-sini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin esas alınmakla be- raber:

    Başlık diğer maddelerle uyumlu hâle getirilmiştir.

    Maddenin birinci fıkrası aynen muhafaza edilmiş dili sadeleştirilmiştir.

    Yürürlükteki maddenin ikinci fıkrası, vasiyet alacaklısı-nın miras bırakandan önce ölmesi hâlinde vasiyet olunan malın terekeye döneceğini öngörmektedir. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medenî Kanununun 543. maddesinin ikinci fıkrasına uygun şekilde değiştirilerek vasiyet alacaklısının mirasbırakandan ön-ce ölmesi hâlinde tasarruftan aksi anlaşılmadıkça vasiyeti ifa borcunun bu borcu yerine getirmekle yükümlü olanın yararına ortadan kalkması ilkesi benimsenmiş ve böylece vasiyetin reddi hükmüyle de paralellik sağlanmıştır.’:

    «2. Vasiyet alacaklısı olarak

    Madde 505 - Lehine vasiyet yapılan kimse, mirasbıra-kanın ölümü anında sağ ve mirasa ehil ise, vasiyet alacağını iktisap eder.

    Bu kimse mirasbırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça vasiyeti ifa borcu, bu borcu yerine getirmekle yükümlü olanın yararına ortadan kalkar.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Yürürlükte bulunan 523 üncü maddenin hem kenar başlığında, hem metninde «muayyen mal vasiyeti»nden söz edilmektedir. Halbuki ölüme bağlı muayyen mal bırakılması yalnız vasiyet yolu ile değil, miras sözleşmesi yolu ile de mümkün olduğundan yukarıda 464 üncü maddenin gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklanan sebeplerle bu maddede dahi «belli mal bırakımı» terimi kullanılmıştır. Esasen Türkçede meselâ «Dedem vasiyetinde bana kılıcını bıraktı» sözünde oldu-ğu gibi, kılıcın belli mal olarak ölüme bağlı bir tasarrufla, yani vasiyet veya miras mukavelesi ile başka bir kimseye bırakılabileceği belirtilmektedir. Bu sebeple kanuna yeni konulan «belli mal bırakımı» teriminde halk diline ters düşen bir durum yoktur. Maddenin birinci fıkrasında «..... sağ ise o mala müstahak olur» deyiminden, sanki kendisine mal bırakılanın o malı iktisap edebileceği ve miras sebebiyle istihkak davası açarak o malı isteyebileceği gibi bir mana çıkmaktadır. Oysa, bilindiği gibi, belli mal bırakılmasında, kendisine mal bırakılan kimse o malı öteki mirasçılar gibi mirasın açılmasıyla doğrudan doğruya iktisap etmez, ancak o malın kendisine teslimini mirasçılardan isteme hususunda bir istem (talep) hakkına sahip olur. İşte bu sebeple birinci fıkranın ifadesi düzeltilerek bu nokta, İsviçre aslında olduğu gibi, belirgin bir hale konulmuştur.

    2) Biçim değişikliği: Yürürlükteki 523 üncü maddenin her iki cümlesi müstakil birer kuralı kapsadığından, bunlar, İsviçre aslında olduğu gibi, ayrı ayrı iki fıkra haline konulmuştur.

    3) Hüküm değişikliği: Maddenin ikinci fıkrasındaki «vasiyetci» ve «vasiyet» kelimeleri, yukarda belirtilen sebeplerle kaldırılmış ve «vasiyet olunan mal» yerine «bırakılan mal» terimi, «terekeye rucu eder» ibaresi de değiştirilerek bunun yerine, İsviçre aslında olduğu gibi «belli mal bırakımı tasarrufunu yerine getirmekle yükümlü olan mirasçıya geçer», iba-resi konulmuştur. Yükümlü olanlar yalnız mirasçılar değildir; ölüme bağlı tasarrufla kendisine belli mal bırakılan başka bir kimseye de böyle bir yüküm yüklenebilir. Bu sebeple ön tasarıda 523 üncü maddenin en son cümlesindeki «yükümlü olan mirasçı» kavramı içine, «yükümlü olan belli mal bırakılan kimse» de girer.’:

    «2. Belli mal bırakılan sıfatıyla

    Madde 523 - Belli mal bırakılan kimse, miras açıldığı zaman, mirasçılığa yetenekli olarak sağ ise, kendisine bırakılan malı isteme hakkını kazanır.

    Belli mal bırakılan kimse mirasbırakandan önce ölmüşse, mirasbırakanın tasarruftaki isteğinin başka türlü olduğu ispat edilmedikçe, bırakılan mal belli mal bırakımı tasarrufunu yeri-ne getirmekle yükümlü olan mirasçıya geçer.»