• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    “Madde 18- Yürürlükteki Kanunun 18 inci maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin kenar başlığında kullanılan “Sıhri hısımlık” yerine ülkemizde halk arasında çok yaygın olan ve dilimize yerleşmiş bulunan “Kayın hısımlığı” terimi kullanılmıştır.

    Madde daha anlaşılır biçimde yeniden kaleme alınmış, ikinci fıkradaki “Evlenmenin zevaliyle, sıhri hısımlık zail olmaz.” hükmü yerine, amacı daha iyi ifade etmek üzere, bu hısımlığı meydana getiren evliliğin sona ermesinin hısımlık ilişkisini ortadan kaldırmayacağı açıkça belirtilmiştir.”


  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    ‘Madde 18- Madde, yürürlükteki kanunun 18. maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber, “Sıhri hısımlık” deyimi yerine “kayyım hısımlığı” deyimi kullanılmıştır. Bu hususta önceki ön tasarıda teklif edilen “dünür hısımlığı” deyimi isabetli bulunmamıştır. Zira “dünür” deyimi eşlerin ana ve babalarının birbirleriyle ilişkilerini ifade eder. Halbuki bunlar arasında hısımlık yoktur. Buna karşılık halk dilinde yerleşmiş olan “kayın peder”, “kayın valide”, “kayın birader” sözleri dikkate alınırsa eşlerden biri ile diğerinin kan hısımları arasındaki hısımlığı ifade etmek üzere “kayın hısımlığı” deyiminin kullanılmasının isabetli olacağı kabul edilebilir.’:

    “2. Kayın hısımlığı

    Madde 18- Eşlerden her birinin kan hısımları diğerinin aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur.

    Kayın hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğin sona ermesiyle ortadan kalkmaz.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    ‘1) Terim ve ifade: (Sıhri) ve (sıhriyet) kelimeleri çok eskimiş Arapça kelimeler olup, bugün bu maddede düzenlenmiş olan hısımlığın evlenme ile meydana gelen bir hısımlık olduğunu belirtmekten uzaktır. Bu sebeple Medeni Kanun Komisyonu çok güzel bir terim olan (dünür hısımlığı) kelimesini kabul etmişti. Burada bu terim aynen muhafaza edilmiştir. Böylece bu hısımlığın dünürlük sonucunda evlenme ile meydana geldiği açıkça anlaşılmakta ve böylece soy hısımlığından ayrılmaktadır.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Maddenin bugünkü metninde bir hüküm eksikliği vardır. Şöyle ki, birinci fıkrada (diğerinin aynı nev’iden ve aynı derecede) denilmesi gerekirken sadece (aynı dereceden) denilmiştir. Oysa aslında olduğu gibi (aynı nev’iden sözlerinin de bulunması gerekir. Bundan maksat üst veya alt hısımlık ya da yan hısımlığı nev’inin belirtilmesidir. Mesela bir kimseyle babası arasında birinci derecede alt hısımlığı, tersinden mütalaa edilirse, babası ile oğlu arasında birinci derecede üst hısımlığı, bir kimseyle kardeşi arasında ise yan hısımlığı olduğuna göre, o kimse evlenince onun babasıyla kendi eşi arasında birinci derecede alt dünür hısımlığı münasebeti ve o kimsenin kardeşi ile eşi arasında da ikinci derecede yan dünür hısımlığı münasebeti doğar. Bugün yürürlükte olan metinde hısımlığın sadece derecesi gösterilmiş, cinsi belirtilmemiş olduğu için, madde, ona göre düzeltilerek kaleme alınmıştır.

    İkinci fıkraya bazı kelimeler eklenmek suretiyle açıklık verilmiştir. Herhangi bir hüküm değişikliği yoktur.’:

     “2. Dünür hısımlığı.

    Madde 18- Eşlerden her birinin soy hısımları ötekinin aynı nevi ve dereceden dünür hısımları olur.

    Dünür hısımlığı, bunu meydana getiren evliliğin sona ermesiyle ortadan kalkmaz.”