«İtibar üzerine müesses olan ticaret muamelelerinde tacirlerin ödemesinde ve taahhütlerinde aciz mevkiine düşerek gerek kendi talepleri ve gerek alacaklılar tarafından vaki olan müracaat ve takip üzerine iflâslarına karar verilince iflâsa saik olan ahvalin tetkiki sırasında, müflislerin alacaklılarını zarara sokan muamele ve hareketleri bu kanunda gösterilen mahiyette ise suç addedilerek T.C.K.'da mevcut cezalarla cezalandırılması hakkındaki hüküm bu layihada ipka edilmiş ve ‘hileli iflâs’ sebepleri ve ‘taksiratlı iflâs’ sebepleri 310. ve 311. maddelerinde vazıhan gösterilmiştir.

Aleyhine haciz yolu ile takip yapılan borçlu ile tacirin bu haciz sebebiyle mevcudunun yarısı elinden çıkar ve kalanı da muaccel veya bir sene içinde vadesi gelecek borçlarının iflâsına yetişmeyecekse, aczini beyan ederek, doğrudan doğruya iflâsına karar verilmesini mahkemeden istemesi hakkında 178. maddeye konan mecburiyete riayet etmeyen müflislerin bu hareketinin ‘hileli iflâs’a sebep sayılması hakkındaki teklif de beş reye karşı ekseriyetle kabul edilmemiş ve her ne kadar taksiratlı müflislere tertip edilecek ceza hafif ise de, ceza kanununun tadilinde bu cihetin nazarı dikkate alınacağı mülahaza edilerek, ‘taksir sebebi’ addi ile 310. maddeye 10. f. olarak derci takrir edilmiştir.»

 «Madde metninde, taksirli iflâs suçu tanımlanmıştır. Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin (Türk Ticaret Kanunu, madde 20, fıkra 2) gösterilmemesi yani objektif özen yükümlülüğünün ihlali dolayısıyla iflâsa sebebiyet verilmesi halinde taksirli iflâs söz konusudur.

Hileli iflâs suçunda olduğu gibi, kişinin taksirli iflâs dolayısıyla cezalandırılabilmesi için, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflâsa karar verilmiş olması gerekir. Bu nedenle, iflâs olgusunun gerçekleşmesi, bu suç açısından da bir objektif cezalandırılabilme şartı niteliği taşımaktadır.»