-
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi
Yeni düzenlemeyle, 10 uncu madde uyarınca mahkemece yapılan tebligat, tebligat yapılamayanlara ise, tebligat yerine geçmek üzere mahkemece yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde malik veya maliklerce, kamulaştırma işlemlerine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalarla karşı adli yargıda dava açılması hususları düzenlenmiş, Kamulaştırma Kanununun sisteminde yapılan değişikliğin doğal sonucu olarak kamulaştırma bedelinin artırılması davalarının kaldırılması amaçlanmıştır.
Keza, idarenin de, anılan Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca kamulaştırma belgelerini mahkemeye verdiği günden itibaren otuz gün içinde, maddi hatalara karşı adli yargıda dava açma hakkı düzenlenmiştir.
Bu maddede itiraz ve dava şekil ve süreleri, yetkili mahkemeler ve yargılama usulü belirtilmiştir. Kamulaştırma kararı aleyhine idarî dava yolu ile idarî yargıya, bedele ve buna ilişkin maddî hatalara karşı da adlî yargıya başvurulabilir. Her iki halde taşınmazın sahibi, zilyet ve diğer ilgililer yönünden dava ve itiraz süresi 30 gündür. Bu süre adreslerine Noter vasıtasıyla tebligat yapılmış olanlar hakkında tebliğ tarihinden, tebligat yapılmayanlar hakkında noter tebligatı yerine geçmek üzere gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. Ancak idarî yargıya başvurulduğu takdirde, adlî yargıya başvuru süresi, idarî yargı kararının kesinleştiği tebliğ gününde işlemeye başlayacaktır.
Kamulaştırmayı yapan idareye, takdir olunan bedel ve maddî hatalara karşı taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde 60 gün içinde dava açma hakkı tanınmış ve 60 günlük sürenin kamulaştırma belgelerinin tebliği için notere verildiği günden veya kamulaştırma değerinin artırılmasına ilişkin dava dilekçesinin kendisine tebliğ tarihinden itibaren başlaması esası kabul edilmiştir.
Ülkemizdeki taşınmaz çekişmelerinin çokluğu ve çeşitli nedenlerle kazanılan mülkiyet haklarının zamanında tapu kayıtlarına intikal etmemesi gerçekleri karşısında kamulaştırmayı yapan idarelerin haklarının önemli kayıplara uğramaması amacıyla tasarının 13 üncü maddesinin son fıkrasına paralel bir hükmün idare yararına da konulması benimsenmiş ve idare tarafından bu tasarı hükümlerine göre tespit olunan malik, zilyed ve diğer ilgililere karşı açılan bedele itiraz davasının görülmesi sırasında taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya, bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil edilmek suretiyle devam olunur hükmü getirilmiştir.
İştirak halinde veya müşterek mülkiyette paydaşın kendi payı hakkında tek başına dava açma hakkı tanınmış ancak açılan davaların sonuçlarının dava açmayanları etkilemeyeceği kabul edilmiştir.
6830 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 2 nci fıkrası hükmü Anayasanın 125 inci maddesi hükmü ile bağdaştırılamadığından tasarıya alınmamıştır.