• Adalet Komisyonu Raporu

     “Tasarının 730 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan ”sonucu" kelimesi “sonucunda” şeklinde düzeltilmiştir.”



  • “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 730 - Yürürlükteki kanunun 656 ncı maddesini karşılamaktadır.

    Kenar başlığıyla birlikte arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmış ve maddeye yeni bir fıkra eklenmiştir.

    Eklenen yeni fıkrayla, iki koşulun bir arada bulunması hâlinde, taşınmaz malikinin taşkınlıklardan doğan sorumluluğunda, çatışan yararların denkleştirilmesine olanak sağlanmıştır. Aranan koşullardan birincisi, taşınmaz malikinin sorumluluğuna yol açan taşkınlığın “yerel âdete uygun olması”, ikincisi ise bu taşkınlığın “kaçınılmaz” olmasıdır. Böylece bu maddede mevcut olan bir boşluk fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi doğrultusunda doldurulmuştur. Kanunda böy-le bir boşluğun bulunduğu hususu, İsviçre ve Almanya’da da hissedilmiştir. İsviçre Federal Mahkemesinin bu konuda aldığı boşluk doldurucu nitelikteki kararına karşın İsviçre Medenî Kanununun 679 uncu maddesinde de bu yönde bugüne kadar henüz bir değişiklik yapılmamıştır. Alman Federal Mahkemesi bu konuda maddede yer alan ifadelerden daha da ileri giderek, yerel âdete uygun olmasa bile ülke ekonomisine hizmet ediyorsa, taşınmaz malikinin taşkınlıklara katlanma zorunluluğunu öngörmekte, buna karşılık bu taşkınlığın doğurduğu zararın uygun bir bedel ile denkleştirilmesini kabul etmektedir.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 651 - Madde, yürürlükteki kanunun 656.  maddesini karşılamaktadır. Madde, kaynak İsviçre Medenî Kanunu-nun 679. maddesi de dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir. Burada düzenlenen sorumluluğun, taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın kanunî takyitlerine aykırı kullanması hâlinde sözkonusu olacağı vurgulanmıştır.’:

     

    V. Taşınmaz malikinin sorumluluğu

    Madde 651 - Bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın kanunî takyitlerine aykırı kullanması sonucu zarar gö-ren veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimse, eski durumun iadesini, tehlikenin giderilmesini ve uğradığı zararın tazminini dâva edebilir.


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade açıklanmış ve sadeleştirilmiştir. Özellikle taşınmaz malikinin, mülkiyet hakkını, “bu hakkın gayesini aşarak” kullanmayacağı bu maddede açıkça belirtilmiştir. Bu-günkü Anayasamızın “mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz” diyen 36 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası ile Medenî Kanunumuzun bu 656 ncı maddesi arasında önemli bir bağlantı vardır. Nitekim bu maddede mülkiyet hakkının “kamu hukuku kurallarına aykırı olarak kullanılamayacağı” da ayrıca belirtilmiş bulunmaktadır.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: 656 ncı madde, taşınmaz malikinin objektif sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu nedenle bu maddenin uygulanabilmesi için malikin mutlaka kusurlu bulunması şart değildir. Zararın doğmasında onun kusuru bulunmasa bile, bu maddedeki durum ve şartların var olması halinde taşınmaz maliki, mücerret, bu “maliklik niteliği” dolayısiyle sorumludur. Bu sorumluluğun müeyyidesi, malikin kusurlu olması halinde Borçlar Kanununun haksız fiil kuralları ve hatta ceza mev-zuatının ilgili kuralları olabilir. Ancak kanun koyucu o kurallardaki müeyyideleri yeterli bulmamıştır; çünkü o kurallardaki şartlar mevcut olmadan da bir kimse taşınmaz mülkiyetine konu olan nesneden ötürü bir zarara uğrayabilir. İşte böyle durumlarda dahi Medenî Kanun taşınmaz malikini, mülkü dolayısiyle sorumlu kılmak amacını gütmüştür. Buraya çok defa, hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıyan davranışlar ve ihmaller girer. Fakat bundan başka “komşuluk hukuku” kurallarına aykırı davranışlar, komşunun kaynağına zarar verecek yazılar ve buna benzer işler ve faaliyetler de, taşınmaz malikinin bir kastı ve suiniyeti olmasa bile, bu maddenin kapsamına gir- mektedir. Medenî Kanun Komisyonu, imar kurallarına ve kamu yararlarına aykırı davranışlardan ve taşınmaz malikinin bunlara uymamasından ötürü başka bir kimse, meselâ komşu, zarar görmüşse ona yalnız idarî makamlara şikâyet değil, bu maddeye dayanarak mahkemeden tedbir ve gerekince tazminat isteme hakkının bulunmasını da gerekli görmüş ve maddeye (veya kamu hukuku kurallarına aykırı olarak kullanmasından) iba-resinin eklenmesine karar vermiştir. Yukarıda belirtildiği gibi bu ekleme Anayasa’nın 36 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası hükümlerine de uymakta, hatta bu hükmün gereği olarak zorunlu bulunmaktadır. Bu ekleme ile maddede hem kamu yararı bakı-mından, hem özel kişilerin yararı bakımından önemli bir kural değişikliği yapılarak madde Anayasa’ya uydurulmuş bulunmaktadır. Meselâ apartman yaptıran komşusunun kamuya mahsus yola bir metre tecavüz etmesi üzerine kendi yan penceresinin manzarası kapanan kimse yalnız, belediye mercilerine başvurup şikâyet etmek ve idari kovuşturma yaptırmakla kalmayacak, belediyenin imar kurallarına aykırı davranan komşusunun bu davranışını mahkemede de men ettirebilecek ve herhangi bir zarara uğramışsa onu da yine mahkemeden isteyebilecektir. Başka bir deyimle o kimse, komşunun imar kurallarına aykırı hareketinden dolayı zarar gördüğü zaman bunu yargı yolundan önletebilecek ve tazminat isteyebilecektir. Eklenmiş olan bu kuralın memleketimiz bakımından çok önemli olan bir faydası da, usulsüz olarak yapılan kaçak inşaatın önüne geçilmesi için, belediye mevzuatına ek olarak Medenî Kanunda ayrıca bir mü-eyyide teşkil edecek şekilde ifadelendirilmiş olmasıdır.’:

     

    V. Taşınmaz malikinin sorumluluğu

    Madde 656 - Bir taşınmaz malikinin, mülkiyet hakkını, bu hakkın gayesini aşarak veya kamu hukuku kurallarına aykırı olarak kullanılmasından zarar gören veya zarar tehlikesiyle karşılaşan kişi, eski durumun kurulmasını veya zarar tehlikesi-nin giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını ve uğradığı zararın tazminini dava edebilir.