“Madde 473 - Yürürlükteki kanunun 417 nci maddesini karşılamaktadır.

Madde arılaştırılmış ve İsviçre Medenî Kanununun 435 inci maddesine uygun olarak iki fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Hüküm değişikliği yoktur."

‘Madde 397 - Madde, yürürlükteki kanunun 417. madde-sini karşılamaktadır. Madde iki fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Hüküm değişikliği yoktur.’:

“II. Usul

1. İlân

Madde 397 - Kısıtlama ilân edilmiş ise, kaldırılması da ilân olunur.

Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması ilânın yapılmasına bağlı değildir.”

‘1) Terim ve ifade: Terimler öteki maddelere uygun duruma getirilmiş başta sekizinci maddenin gerekçesinde açıklanan sebeplerle (medenî hakları kullanmak selâhiyeti) ibaresi yerine (eylem yeteneği) terimi konulmuştur.

2) Biçim değişikliği: Yürürlükteki metnin birinci ve ikinci cümleleri ayrı ayrı iki kuralı kapsadığından iki müstakil fıkra durumuna getirilmiş ve başa eklenen birinci fıkra ile birlikte madde üç fıkra haline konulmuştur.

3) Hüküm değişikliği: İsviçre Medenî Kanunun 434 üncü maddesi vasîliğin kaldırılması usulünü genel olarak ele alıp bu konuda kanton hukukuna yollama yapmıştır. Bu madde kantonları ilgilendirdiği düşüncesiyle Türk kanun koyucusu tara-fından Medenî Kanunumuza alınmamıştır; zira bu husustaki usul tabiatiyle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun genel kurallarına tabidir. Bununla birlikte Medenî Kanun Komisyo-nu, vasiliğin kaldırılması hususundaki yetkiyi, herhangi bir tereddüte ve yanlış yoruma yer bırakmayacak şekilde bu madde içinde belirtmeyi uygun görmüş ve İsviçre Medenî Kanununun (ilân) kenar başlığını taşıyan 415 inci maddesinin kenar başlıklarına (usulü) ve (yetki) kelimelerinin eklenmesini yerinde bul-muş ve ayrıca birinci fıkra olarak yukarıda yazılı kuralı maddeye eklemiştir. Böylece vasîliğin kaldırılması yetkisi kısıtlının bağlı bulunduğu vasîlik makamına tanınmıştır ki, bu makam bugün yürürlükte bulunan metne göre, kısıtlının bağlı bulunduğu (asli-ye mahkemesi) dir. Halbuki yukarıda 416 ncı maddenin gerek-çesinde belirtildiği gibi vasîliğin kaldırılması yetkisinin asliye mahkemesine verilmesi için hiçbir sebep yoktur; vesayet altına konulmaya karar veren sulh mahkemesi vasiliğin kaldırılması-na da karar verebilmelidir. İşte bu maddede, 416 ncı maddeye paralel olarak, yetki hususunda bir kural değişikliği yapılmış-tır.’:

“II. Usulü.

1. Yetki ve ilân.

Madde 417 - Vasîlik, kısıtlının bağlı olduğu vasilik ma-kamı tarafından kaldırılır.

Kısıtlama ilân edilmişse, bunun kaldırıldığı da ilân olu-nur.

Eylem yeteneğinin geri gelmesi bu ilânın yapılmasına bağlı değildir.”