• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     Bu ayırımda, çocuk ile babası arasındaki soybağının tanıma ve babalığa dair hâkim hükmü aracılığıyla kurulması düzenlenmektedir. Yeni düzenlemede “sahih-gayrisahih nesep” farklılığı kaldırıldığı için, tanıma ve babalık hükmü, yürürlükteki Kanunun sistematiğinden farklı olarak, soybağının hükümlerinden önce düzenlenmiştir. Tanıma ve babalık hükmü, çocuk ile baba arasında “sahih olmayan nesep” değil, normal bir soybağı kurmaktadır.

    “Madde 295 - Yürürlükteki Kanunun 291 inci maddesini karşılamaktadır.

    Madde, 1984 tarihli Öntasarısının 281 inci maddesinin ilk üç fıkrasından aynen alınmıştır. Yürürlükteki metinde yer alan, babanın ölümü veya ayırtım gücünden devamlı surette yoksun bulunması hâlinde çocuğun babanın babası tarafından da tanınabilmesi olanağı maddeye alınmamıştır. Ölüm veya ayırtım gücü kaybı hâllerinde ana veya çocuk babalık davası açabilir.

    Yapılan düzenlemede, yürürlükteki Kanundan farklı olarak, tanımanın resmî senet veya vasiyetname ile yapılabilmesi yanında, nüfus memuruna veya sulh hâkimine yazılı başvuruda bulunmak suretiyle yapılması olanağı da öngö-rülmüştür.

    İkinci fıkrada, tanıyacak kimsenin küçük veya kısıtlı olması hâlinde, tanıma işlemi için velisinin ya da vasisinin rızasına ihtiyaç duyduğu belirtilmiştir. Bu, tanımanın doğurabileceği malî külfetler nedeniyle gerekli görülmüştür.

    Üçüncü fıkra ise, başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuğun bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamayacağını, bu hususta doğabilecek bazı duraksamaları gidermek için, hükme bağlamaktadır.

    Yürürlükteki Kanunun 292 nci maddesinde yer alan ve kısmen 1984 tarihli Öntasarının 281 inci maddesinin son fıkrasında da, birbirleriyle evlenmeleri yasak olan hısımların evlenmelerinden doğan çocukların tanınamayacağı hususunda korunan düzenleme ise, çocuğun menfaatleri bakımından uygun olmadığı gerek-çesiyle alınmamıştır."



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 281 - Madde, yürürlükteki Kanunun 291. madde-sini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin babanın vefatı veya ayırım gücünden devamlı surette yoksun bulunması hallerinde babanın babası tarafından da tanımaya izin vermektedir. Tasa-rıda bu imkâna yer verilmemiştir. Vefat veya ayırım gücünün kaybı hallerinde ananın ve çocuğun babalık dâvası açabilme imkânları vardır. Tanıma gibi kişiye sıkı şekilde bağlı bir hakkın, başkaları tarafından kullanılabilmesi uygun görülmemiş-tir.

    Tasarıda, yürürlükteki Kanundan farklı olarak, tanıma-nın resmî senet veya vasiyetname ile yapılabilmesi yanında, nüfus memuruna veya sulh hâkimine yazılı başvuruda bulunmak suretiyle yapılması imkânı da öngörülmüştür.

    Tanıyacak kimsenin küçük veya kısıtlı olması hâlinde, velisinin ya da vasisinin rızasına ihtiyaç bulunduğu hakkındaki hüküm, tanımanın doğurabileceği mali külfetler gözönünde tutularak kabul edilmiştir.

    Başka bir erkekle soybağı bulunan çocuğun bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamıyacağı hakkındaki hüküm ise bu hu-susta doğabilecek bazı tereddütleri gidermek amacı ile konmuştur.

    Buna mükabil yürürlükteki Kanunun 292. maddesindeki evli erkek veya kadınların zinasından doğan çocukların tanına-mıyacağına ilişkin hükme tasarıda yer verilmemiştir. Gerek evlilik dışı çocukların korunmasına ve Anayasal haklarına iliş-kin düşünceler, gerekse Mukayeseli Hukuk alanında tesbit edi-len gelişmeler gözönünde tutularak evli erkek ve kadınların zinasından doğan çocukların dahi tanınabilmesine tasarıda im-kân sağlanmıştır. Buna mukabil, birbirleriyle evlenmeleri yasak olan kan hısımlarının cinsel ilişkilerinden doğan çocukların tanınmasının bu çocukların toplum içinde utanç duymalarına sebep olabileceği de dikkate alınarak, bu husustaki tanıma yasağı muhafaza edilmiş, yürürlükteki Kanunun 292. madde-sinin buna ilişkin hükmü, tasarıda bu maddeye son fıkra olarak alınmıştır.’:

    C. Tanıma

    I. Şartlar ve şekli

    Madde 281 - Tanıma, babanın nüfus memuruna veya sulh hâkimine yazılı başvurusu veya resmî senette ya da vasiyet-namesinde yapacağı açıklama ile olur.

    Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise veli veya vasisinin de rızası gereklidir.

    Başka bir erkekle soybağı bulunan çocuk bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.

    Birbiriyle evlenmeleri yasak olan kan hısımlarının cinsel ilişkilerinden doğan çocukların tanınması yasaktır.


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler öteki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Bu madde şimdi yürürlükte olan metnin aynı maddesini, yani gene 291 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin birinci fıkrasında herhangi bir kural deği-şikliği, yoktur. Sadece ifade sadeleştirilmiştir. İkinci fıkrada, tanımanın bildirileceği mercî değiştirilerek (tanınan kimsenin) yerine (babanın) kelimesi konulmuştur. Esasen Medenî Kanun vaktiyle Türkçe’ye çevrilirken (tanıyan kimsenin kayıtlı bulunduğu yerin nüfus memuru) denilecek yerde, yanlış olarak (ta-nınan kimsenin) denilmiştir. Bunlardan her ikisi de memleke-timizin gerçeklerine uymamaktadır. Bu bildirmenin, çocuğu tanıyan babanın kayıtlı bulunduğu yerin nüfus memuruna bil-dirilmesi daha uygun görülmüştür; zira çocuk büyük babası tarafından tanınmış olsa bile, miras, soyadı ve diğer hukukî durumlar bakımından herşeyden önce babaya bağlı olacağı için, tanımanın babanın kayıtlı bulunduğu yerin nüfus memuruna bildirilmesi ve o yerin nüfusuna kaydedilmesi gereklidir. Yine ikinci fıkrada, (tanımanın mahkeme huzurunda yapılacak bir beyanla da mümkün olacak şekilde) esaslı bir değişiklik yapıl-mıştır. Tanıma gibi evlilik dışı çocuklar için herzaman uygulanması arzu edilen bir müesseseyi kolay işler bir duruma getirmek amacıyla ve evladedinmede dahi Medenî Kanunumuzun mahkemelere görev yüklediği de gözönünde bulundurularak, asliye mahkemesinde yapılacak ve tutanağa geçirtilecek bir beyanla tanımanın mümkün olması, (evlilik dışı çocuklar) problemine oldukça önemli bir kolaylık ve ferahlık sağlıyacaktır. Bundan başka, tanınan çocuğun henüz ergin olmaması yani küçük olması durumunda velayet işlerinin, bu tasarının 305 inci maddesinin son fıkrası gereğince düzenlenmesini mümkün kılmak için, ayrıca vesayet makamına bildirme zorunluluğu konul-muştur. Bununla birlikte, bildirme tanımanın geçerli olmasının esaslı bir şartı değildir; yani tanıma, bu bildirme yapılmadan önce de geçerli olur. Vesayet makamına haber verme ödevi, tanımaya ait resmî senedi düzenleyen notere veya huzurunda tanıma beyanı yapılan veya tanımayı kapsayan vasiyetnameyi açan yargıca düşer.’:

    A. Tanıma

    I. Şartları ve şekli.

    Madde 291 - Evlilik dışı çocuk ancak babası tarafından; babasının ölümü veya sezginliğini devamlı olarak kaybetmesi durumunda, babasının babası tarafından tanınabilir.

    Tanıma resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla veya mahkeme huzurunda yapılacak bir bildirme ile olur ve tanımayı belgeleyen makam veya ölüme bağlı tasarrufu açan yargıç veya ilgililer tarafından babanın kayıtlı bulunduğu yerin nüfus memuruna ve, tanınan küçük ise ayrıca vasilik katına bildirilir.