• Adalet Komisyonu Raporu

     «Tasarının 496 ve 497 nci maddelerinin ikinci fıkralarında yer alan «ta-bakada» kelimeleri, 495 inci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak «derecede» şeklinde değiştirilmiştir.»



  • «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 497 - Yürürlükteki Kanunun 441 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin ilk dört fıkrası yürürlükteki maddeden arılaştırılmak ve esaslı bir değişiklik yapılmadan alınmıştır.

    Büyük ana ve büyük babanın kendi çocukları varken, yani miras bırakanın amcası, halası, teyzesi veya dayısı hayatta iken, kendisinden önce ölmüş olan büyük ana veya büyük babanın miras hisseleri bu kişilere intikal edememektedir. Bu durum haksızlıklara yol açacak niteliktedir.

    Türk toplumunun aile yapısı düşünüldüğünde, amca, hala, dayı ve teyze ile yeğenler arasında yakın aile bağlarının mevcut olduğu, çoğu kez babanın ölümü hâlinde bu kişilerin yeğenlerine sahip çıktığı yadsınamaz bir gerçektir. Bu nedenle yakın aile bağları olan kişilerle sınırlı olmak üzere sağ kalan eş ile birlikte miras hakkı tanımak, Türk toplumunun yapısına daha uygundur. Böylece sağ kalan eş varsa, yürürlükteki hüküm uyarınca mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların miras paylarının kendi tarafında bulunan ya da bu taraftakilerin ikisinin de ölmüş bulunması hâlinde diğer taraftaki büyük ana ve büyük babaya intikal etmesi yerine, bu kişilerin miras paylarının kendi çocuklarına intikal etmesi daha uygun görülmüştür. Bu suretle yeni düzenleme uyarınca mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların miras payları, kendi çocuklarına, yani mirasbırakanın amca, hala veya dayı ve teyzesine geçecek, bunlar da ölmüş ise onların çocuklarına yani mirasbırakanın kuzin ve kuzenlerine geçmeyecek, bu zümrede başkaca mirasçı bulunmadığından sağ kalan eşe geçecek, böylece sağ kalan eş mirasın tamamına sahip olacaktır.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 421 - Madde, yürürlükteki Kanunun 441. maddesini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.’:

    «III. Dedeler ve nineler zümresi

    Madde 421 - Altsoyu, baba ve anası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçısı, dedeleri ve nineleridir. Bunlar, eşit olarak mirasçıdırlar.

    Mirasbırakanlardan önce ölen dedelerin ve ninelerin yerlerini, her tabakada halefiyet yolu ile kendi altsoyları alır.

    Baba veya ana tarafından olan dede veya ninelerden biri altsoyu bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüş ise, ona düşen pay aynı taraftaki mirasçılara kalır.

    Baba veya ana tarafından olan dede ve ninelerin ikisi de altsoyları bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüşse, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Bu maddenin kenar başlığı, yürürlükteki metnin 441 inci maddesinde «büyükbaba ve büyükana» olduğu halde tasarıda «dede ve nineler takımı» olarak kabul edilmiş, böylece güdülen maksadın sadece dede veya sadece nine olmayıp, onların takımı «zümresi» olduğu belirtilmiştir.

    Türkiye’nin hemen her yerinde büyük babaya «dede» ve büyük anaya da «nine» denilmektedir. Gerçi büyük kentlerde «babaanne» ve «anneanne» gibi deyimler de kullanılmakta ise de, bunlar memleket ölçüsünde genel ve geniş deyimler olmadığı gibi, birincisi yalnız baba tarafından olan büyük anayı, ikincisi ise, ana tarafından olan büyük anayı göstermektedir. Her ikisini birden belirtmek için yurdumuzda, yaygın bir şekilde «nine» deyimi yerleşmiş bulunduğundan, tasarıda da bu deyim kullanılmış ve mirasçılığın, zümre başı olan dede ve nineler takı-mına ait olduğu gerek kenar başlıkta, gerek metinde belirtilmiştir.

    Yürürlükteki metnin ikinci fıkrasındaki «halefiyet tari-kiyle» deyimi, yukarıda 439 ve 440 ncı maddelerin gerekçelerinde belirtilen büyük sakıncaları dolayısiyle, çıkarılmış ve bu-nun yerine «her göbekte kendi bulundukları takıma göre» deyimi kullanılmıştı.

    2) Biçim değişikliği: Bu maddede, tasarıya ana ve baba için tanınan gelir hakkına dair 441 ve 442 nci maddeler yüzünden doğan numara değişikliği dolayısiyle, yürürlükteki metnin 441 nci maddesini karşılamakta ve maddenin sonuna eklenmiş olan fıkra ile birlikte altı fıkra haline gelmiş bulunmaktadır. Bugün yürürlükte bulunan ve tasarının 443 ncü maddesini karşılayan 441 nci madde dört fıkradır.

    3) Hüküm değişikliği: Maddeye son fıkra olarak: «Kan hısımı mirascılığı dede ve nine takımı ile sona erer» kuralı eklenmiştir. Bu kural, yürürlükteki metnin 442 nci maddesinin birinci fıkrasındaki kuralın, kısa bir biçimde ifadelendirilme-sinden başka birşey değildir; zira yürürlükteki metnin 442 nci maddesi büyük dede ve büyük ninelerin mirascılığını tanzim ettiği halde, aynı madde içinde, mirasbırakanın en son derecedeki kan hısımı mirascılarının dede ve nineler ve onların altsoyu olduğunun eklenmiş bulunması kanun sistemi bakımından, bu maddelerin bünyesine uymamaktadır; zira dede ve ninelerin mirasçılığı Medenî Kanunumuzun 442 nci (tasarı 444 üncü) maddesinde değil, onun yukarısındaki maddede düzenlenmiştir. Böyle yürürlükteki metnin 442 nci maddesinin birinci fıkrası, tasarıda oradan alınarak bir yukarıki maddenin son fıkrası olarak, o maddeye eklenmiş, bulunmakta bu suretle 442 nci (tasarı 444 üncü) madde insicamsızlıktan kurtarılmış bulunmaktadır.

    Kural değişikliği niteliğinde olmamakla birlikte şu deği-şiklikleri de belirtmek gerekir: Yürürlükteki metnin 441 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi: (Bunlar, müsavat üzere mirasçıdırlar) şeklindedir. Oysa maksat, dede ve ninelerin hepsinin sağ olması halinde eşit miras payı alacaklardır ki, bu nokta İsviçre aslında olduğu gibi, tasarının 443 üncü maddesinin ikinci fıkrasında açıkça belirtilmiştir. Ayrıca dördüncü fıkranın ifadesi açıklığa kavuşturularak, ana veya baba tarafındaki dede ve ninenin her ikisi de, altsoy bırakmaksızın ölmüşse, bütün mirasın öbür taraftaki dede ve nine takımına geçeceği açıklanmıştır.’:

    «III. Dede ve nineler takımı.

    Madde 443 - Mirasbırakanın altsoyu ve baba ve ana ta-kımında da mirasçısı yoksa, miras, dede ve nineler takımına düşer.

    Hem baba, hem ana tarafından olan dede ve ninelerin hepsi sağ ise, bunlardan herbiri eşit miras payı alır.

    Mirasbırakandan önce ölmüş bulunan dede veya ninelerin yerine her birinin altsoyu geçer ve bunlar, her göbekte, kendi bulundukları takıma göre miras payı alırlar. Baba tarafından veya ana tarafından olan dede veya nine mirasbırakandan önce ölmüşse ve altsoyu da yoksa, onun miras payı aynı taraftaki öbür mirasçılara düşer.

    Bir taraftaki dede ve ninenin her ikisi de ölmüşse ve altsoyları da yoksa, bütün miras öbür taraftaki mirasçılara düşer.

    Kan hısımı mirasçılığı dede ve nineler takımı ile sona erer