• 4949 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

    «Maddeyle, konkordatonun kabulünü kolaylaştırmak amacıyla, konkordatonun kaydedilmiş olan alacaklıların yarısını aşması ve bu alacaklıların alacağının kaydedilmiş alacakların üçte ikisini geçmesi halinde kabul edileceği esası benimsenmiştir. Bu oran kaynak İsviçre İcra ve İflâs Kanununda imtiyazlı olmayan alacakların en az üçte ikisini temsil eden alacaklıların çoğunluğu veya imtiyazlı olmayan alacakların dörtte üçünü temsil eden alacaklıların dörtte biri olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda yüzde elli bir-yüzde elli bir seçeneği de çok tartışılmış; fakat sonuçta konkordatodan etkilenen alacaklıların konkordatonun kabulünde daha fazla söz sahibi olmaları gerektiği düşüncesiyle bu seçenek kabul görmemiştir.»



  • Adliye Encümeni Mazbatası Gerekçesi

     «Mahkeme muayyen günde komiseri dinledikten sonra kararını verir.

    Konkordatonun kabulü için kaydedilmiş olan alacaklıların matluplarının 2/3 üne malik ve alacaklılar adedinin 2/3 üne baliğ olacak bir ekseriyet tarafından kabul ve imza edilmiş olması şarttır.

    İmtiyazlı alacaklılarla borçlunun karısı, kocası ve anası, babası ve evlatları bu ekseriyet için hesaba katılmaz.

    Rehinle temin edilen alacaklar da komiser tarafından merhuna kıymet takdir edilerek noksan anlaşılırsa, teminatsız kalan kısım için bu kabil alacaklılar reye iştirak ederler.

    İhtilaflı ve taliki bir şarta veya gayrimuayyen vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına tetkik mercii karar verir. Verilecek kararın hak sahiplerinin ileride mahkemeye müracaatla istihsal edecekleri hükümlere tesiri olmaz.»



  • 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Yer Alan Gerekçe

    Maddeyle, mevcut Kanunun 290 ıncı maddesinde yer alan mühletin borçlu bakımından sonuçları düzenlenmektedir. Buna göre konkordato mühleti boyunca borçlunun, iflastan farklı olarak, ticari faaliyetlerine devam etmesi öngörülmektedir. Fakat borçlu bu faaliyetlerine komiserin nezareti ile devam edecektir. Mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Mühlet kararı ile birlikte borçlunun tasarruf yetkisinin sınırlandığı söylenebilir. Konkordato mühleti içinde alacaklıların bazı haklarının ellerinden alınması (takip yasağı gibi) karşılığında, borçlunun tasarruf yetkisinin kısıtlanması bir anlamda fedakârlığın denkleştirilmesi olarak kabul edilebilir.

    Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, mühlet kararı ile borçlunun bazı işlemleri kanunen yasaklanmaktadır. Fakat bu yasaklama mutlak bir yasaklama değildir; borçlu maddenin ikinci fıkrasında sayılan işlemleri mahkemenin onayıyla gerçekleştirebilir. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.

    Maddenin üçüncü fıkrasında, maddede öngörülen kısıtlamalara ve komiserin ihtarlarına aykırı hareket eden borçlunun hangi yaptırımlarla karşı karşıya kalacağı düzenlenmiştir. İlgili fıkra gereğince, bu hallerde borçlunun tasarruf yetkisi kaldırılacak veya 292 nci madde gereğince şayet borçlu iflasa tabi bir kişi ise iflasına, iflasa tabi değilse mühlet kararı kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verilecektir. Yeni düzenlemede borçlunun ve alacaklıların menfaatleri kadar ve hatta bu menfaatlerden de fazla ticari işletmenin menfaatlerine odaklanıldığından, mevcut Kanunun 290 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “iyi niyetinden şüpheyi haklı gösterir bir hareket” kriteri kanuna alınmamaktadır.

    Maddenin birinci ve üçüncü fıkrası kapsamında alınan kararlar usulü dairesinde ilan edilecek ve ilgili yerlere bildirilecektir.