• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 543 - Yürürlükteki kanunun 490 ıncı maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin kenar başlığı «Yok etme ile» şeklinde değiştirilmiştir. Kaynak Kanunun 510 uncu maddesine uygun olarak iki fıkra halinde düzenlenmiştir.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 467 - Madde, yürürlükteki kanunun 490. maddesini karşılamaktadır.

    Kaynak İsviçre Medenî Kanununun 510. maddesinde «mi- ras bırakan, vasiyetnamesinden yok etme suretiyle de dönebilir» tarzında birinci fıkra bulunduğu hâlde bu fıkraya yürürlükteki Kanunun 490. maddesinde yer verilmemiştir. Buna rağmen doktrinde ve mahkeme içtihatlarında çoğunlukla, memleke-timizde de miras bırakanın rücu niyetiyle vasiyetnamesini yok etmesi hâlinde vasiyetnameden dönmüş olacağı kabul edilmek-tedir. Bu husus dikkate alınarak tasarıdaki maddeye bu yolda bir birinci fıkra ilâve edilmiştir.

    Esasa ilişkin başka bir değişiklik yapılmamıştır.’:

    «2. Yok etme

    Madde 467 - Mirasbırakan yok etme suretiyle de vasiyetnamesinden dönebilir.

    Bir kaza sonucunda veya bir üçüncü kişinin kusuru ile yok olan ve içeriğinin aynıyla ve tamamiyle tesbiti mümkün bulunmayan vasiyetname hükümsüz kalır. Tazminat isteme hak-kı saklıdır.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir. Yürürlükteki metnin kenar baş-lığı vasiyetnamenin yalnız «zayi olması» ihtimalini gözönünde bulundurmuştur. Oysa, aşağıda gerekçesi açıklanan sebeplerle, bu maddede yapılan değişikliklerden sonra, madde vasiyetnamenin yalnız zayi olması ihtimalini değil, vasiyetçi tarafından yok edilmesi ve herhangi bir şekilde imha olunması ihtimalini de öngörmüş ve ona göre kural koymuş olduğu için, kenar başlık «yok etme ve yok olma» şeklinde değiştirilmiştir. Bu, yalnız vasiyetçi tarafından yok edilme durumunu değil, başkaları ta-rafından veya kaza ile yok olma ihtimalini de kapsamaktadır.

    2) Biçim değişikliği: Maddenin bugünkü metni iki cümlelik bir tek fıkradan ibarettir. Ayrı bir kural kapsayan son cümlenin bağımsız bir fıkra haline konulması ve aşağıda açıklanan gerekçe ile maddeye ekleme yapılması yüzünden ön ta-sarıdaki 490 ıncı madde ayrı ayrı üç fıkra olarak kaleme alınmıştır.

    3) Hüküm değişikliği: 490 ıncı maddenin İsviçre Medenî Kanunundaki aslı olan 510 uncu madde, vasiyetnamenin yalnız «zayi olması» durumunu değil, aynı zamanda vasiyetçi tarafından imha edilmesi durumunu da öngörmektedir. Bu 510 uncu maddenin birinci fıkrasında vasiyetçinin vasiyetnameyi yoketmek suretiyle vasiyetinden cayabileceği kuralı konulmuştur. Bu kural bizim Medenî Kanunumuza alınmamış olduğundan, bu-rada bir boşluk kalmıştır; zira 489 uncu madde vasiyetten vasiyet içi kanunda yazılı şekillerden biri ile cayabileceğini; 491 inci madde ise sonradan düzenlenen vasiyetnamenin, kural olarak, eski vasiyetname yerine geçeceğini öngördüğü halde, vasiyetçinin vasiyetnamesini yok etmesinin neye delâlet edeceği konusunda Medenî Kanunumuzda bir kural yoktur. Bu sebeple İsviçre Medenî Kanununun 510 uncu maddesinin birinci fıkrası, ön tasarının 490 ıncı maddesine aynen alınmıştır. Ancak vasiyetnamenin asıl veya tasdikli örnek olmak üzere, birden çok nüshası varsa, bunlardan birinin herhangi bir suretle vasiyetçi tarafından yok edilmesi halinde durumun ne olacağı İsviçre metninde de bir çözüme bağlanmamıştır. İsviçre şarihlerinden Escher ve İsviçre Medeni Kanununu hazırlayan Eugen Huber, aslı veya örneği memur nezdinde bulunan bir vasiyetnamenin bir örneğinin vasiyetçi tarafından yok edilmesinin vasiyetten cayma sayılmayacağı düşüncesinde oldukları halde yine İsviç-re’li müellif Peter Tuor, 510 uncu madde (Türk 490) şerhinde, böyle bir durumda yargıcın vasiyetçide cayma kastının bulunup bulunmadığını araştırması gerektiği düşüncesini ileri sürmüş-tür. Görülüyor ki, bu konuda İsviçre müellifleri arasında oybirliği yoktur. Konuyu kesin bir çözüme bağlamak ve böylece herhangi bir çelişki ve tereddüte meydan bırakmamak düşün-cesinde olan Medenî Kanun Komisyonu, İsviçre Medenî Kanu-nunun 510 uncu maddesinden aktarılan birinci fıkraya bir cüm-le ekleyerek: «asıl veya tasdikli örnek olarak birden çok nüshası bulunan vasiyetnamenin bir nüshasının vasiyetçi tarafından yok edilmesinin cayma sayılmayacağı» kuralını koymuştur. Böy-lece resmî vasiyetnamelerde aslı noterde saklı bulunan bir vasiyetnamenin vasiyetçinin elindeki nüshasının kendisince yok edilmesi halinde vasiyet geçerlikten düşmeyecektir. Bunun gibi, bir kimse özel vasiyetnamesini birkaç nüsha olarak yazmış olup da bunlardan birini saklatmak üzere memura tevdi ederse, ötekileri yoketmesi veya kendindekini alıkoyup memurdaki nüshayı geri alarak yoketmesi vasiyetinden cayma niteliği taşı-mayacaktır. Bütün nüshaları yokederse o zaman vasiyetinden caymış demektir. Böylece bu gibi durumlarda tereddütlere artık yer kalmamış olacaktır.’:

     

    «2) Yok etme ve yok olma

    Madde 490 - Vasiyetçi vasiyetnamesini yoketmek suretiyle ondan cayabilir; ancak asıl veya tasdikli örnek olarak birden çok nüshası bulunan vasiyetnamenin bir nüshasının vasiyetçi tara-fından yok edilmesi, cayma sayılmaz.

    Vasiyetname bir kaza sonucunda veya başkasının kusuru ile yok olur ve içindekiler olduğu gibi ve tümüyle saptanamazsa, vasiyet geçerlilikten düşer.

    Tazminat istemi hakkı saklıdır.»