• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 286 - Yürürlükteki Kanunun 242 nci maddesini karşılamaktadır.

    Madde, özellikle ikinci fıkrası açısından, yürürlükteki metinden farklı olarak ve esas itibarıyla kaynak Kanunun 256 ncı maddesi örnek alınmak suretiyle düzenlenmiştir.

    Birinci fıkrada, esasen, yürürlükteki metinde yer alan ilke, dava açma süresi (yürürlükteki metinden farklı bir süre olarak) ayrı bir maddeye bırakılmak suretiy-le tekrarlanmaktadır. Buna göre, koca, soybağının reddi davası açarak babalık karinesini çürütebilir. Dava ana ve çocuğa karşı açılır.

    İkinci fıkrada ise, çocuğun dava açma hakkının bulunup bulunmadığı ve yürürlükteki Kanun açısından (m.241 ve m.245 hükümleri karşısında) bu konuda bir kanun boşluğu mevcut olup olmadığı sorunu, kaynak Kanunda 1976 yılında yapılan değişiklik (aynen olmasa da, genel tercih açısından) izlenmek suretiyle, açık bir çözüme kavuşturulmaktadır. Yapılan düzenlemede Tasarıda, belli koşullarda baba dışındaki kişilere soybağının reddi olanağı tanıyan bir sistemde, soybağıyla birinci derecede ve hem manevî hem de maddî açıdan ilgili olan kişiye, yani çocuğa da dava hakkının tanınması gerektiği görüşü benimsenmiştir. Bu görüş doğrultusunda kaleme alınan ikinci fıkraya göre, eşler arasındaki evlilik son bulduğu sırada ergin olmayan çocuk, 289 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü gereğince reşit olduktan sonra en geç bir yıl içinde, soybağının reddi davası açabilir. Bu durumda, davalı sıfatı, ana ile babalığı karine olarak kabul edilen kocaya aittir. (Belirtmek gerekir ki, bu madde kaleme alınırken, kaynak Kanundaki “ortak yaşam son bulduğu sırada” ibaresi “evlilik son bulduğu sırada” şeklinde değiştirilmiştir.)

    Kaynak Kanunun 256 ncı maddesindeki “karısının üçüncü kişi tarafından gebe bırakılmasına rıza gösteren kocanın dava hakkı yoktur” şeklinde üçüncü fıkrası alınmamıştır."



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 224 - Madde, yürürlükteki Kanunun 242. mad-desini karşılamaktadır. Yürürlükte bulunan metindeki bir aylık red süresi, gerek çocuğun kimden olduğu hususundaki bazı tereddütlerin giderilebilmesi, gerekse dava açma hususunda karar verilebilmesi için daha uzunca bir zamana ihtiyaç bulunduğu gözönünde tutularak, altı aya çıkarılmıştır.’:

    B. Soybağının reddi

    I. Koca tarafından

    I. Süre ve dâvalı

    Madde 224 - Koca, doğumu öğrendiği günden itibaren altı ay içinde dâva açıp soybağını reddedebilir.

    Red dâvası çocuk ile anasına karşı açılır.


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıdaki maddeye uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği: Ayrı ayrı iki kuralı kapsayan bu madde, aslında olduğu gibi bağımsız iki fıkra durumuna ge-tirilmiştir.

    3) Hüküm değişikliği: Bu maddedeki bir aylık süre, İsviçre aslında olduğu gibi üç aya çıkarılmıştır; zirâ ülkemizin genişliği ulaşım ve yazışma imkânlarının ve araçlarının ve coğrafî durumunun özelliği ve öteki kanunlarda konulmuş olan sürelerin uzunluğu gözönüne alınırsa, nesebin reddi davasını açmanın, İsviçre’ye kıyasla daha çok zamana muhtaç olduğu anlaşılır. Burada İsviçre’de olduğundan daha uzun bir süre konulması gerekirken bu sürenin daha da azaltılarak bir aya indirilmiş olması, memleketimizin özellikleriyle bağdaşmamıştır. Bu se- beble esasen Medenî Kanun Komisyonu da sürenin üç aya çıkarılmasını uygun görmüş bulunmakta idi. Bundan başka sırf daha açık olmasını sağlamak için, maddenin birinci fıkrasında soydanlığın reddinin ancak dava açma yoluyla mümkün olacağı açıklanmıştır.’:

    «B. Soydanlığın reddi.

    I. Koca tarafından

    1. Süre

    Madde 242 - Koca, doğumu öğrendiği günden başlayarak üç ay içinde dava açıp çocuğun soydanlığını reddedebilir.

    Red davası çocuk ile anasına karşı açılır.»