• “1998 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    ‘Madde 38– Yürürlükteki Kanunun 37 nci maddesini karşılamaktadır.

    Maddenin, Devlet memurlarının verdikleri zararlardan sorumluluğuna ilişkin mevcut yasal düzenlememizle bağdaştırılması güçtür. Anayasamız ‘Devlet memurlarının görevleriyle ilgili olarak verdikleri zararlardan dolayı Devletin sorumlu olduğunu, zararı tazmin eden Devletin kendi memuruna rücu edebileceğini’ öngörmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun düzenlemesi de bu yöndedir. Bu nedenle madde, mevcut düzenlemeyle uyumlu hale gelecek şekilde yeniden kaleme alınmış, bu sorumluluk konusunda ‘Devletin ve memurların sorumluluğuna’ ilişkin hükümlere yollama yapılmıştır.’:

    «Madde 38– Kişisel durum kütüklerinin tutulmasından doğan zararların giderilmesinde Devletin ve memurların sorumluluğuna ilişkin hükümler uygulanır.»


  • «1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

    «Madde 38– Yürürlükteki Kanunun 37 nci maddesini karşılamaktadır.

    Yürürlükteki Kanunun, Devlet memurlarının verdikleri zararlardan doğrudan doğruya sorumlu olacağını öngören 37 nci maddesi hükmünün, mevcut yasal düzenlememizle bağdaştırılması güçtür. Anayasamız ‘Devlet memurlarının görevleriyle ilgili olarak verdikleri zararlardan dolayı Devletin sorumlu olduğunu, zararı tazmin eden Devletin kendi memuruna rücu edebileceğini’ öngörmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun düzenlemesi de bu yöndedir. Bu nedenle madde, mevcut düzenlemeyle uyumlu hale gelecek şekilde yeniden kaleme alınmış, 468, 469 ve 1007 nci maddelerle parelellik sağlamak üzere ve Anayasanın 129 uncu maddesine uygun olarak maddeyle ‘kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararın, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla tazmin edileceği’ hükmü getirilmiştir. Maddede ayrıca tazminat ve rücu davalarında hangi mahkemenin yetkili olacağı konusuna da açıklık getirilmiştir.»


  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    ‘Madde 38– Madde, yürürlükteki Kanunun 37. maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin, kişisel durum kütüklerinin tutulmasından sorumluluğu özel olarak düzenlemiştir. Halbuki bu konuda Devletin ve memurların sorumluluğuna ilişkin genel kurallardan ayrılmak için yeterli bir gerekçe bulunmamaktadır. Bu sebeple tasarı, sorumluluk hususunda genel kurala yollama yapan bir şekilde düzenlenmiştir.’:

     «III. Sorumluluk

    Madde 38– Kişisel durum kütüklerinin tutulmasından doğan zararların tazmini Devletin ve memurların sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır.»


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddeye uydurulmuş (müteselsilen) terimi yerine, doktrinde yerleşmiş olan (zincirleme) tabiri konulmuştur.

    2) Biçim değişikliği: Bu maddeye yapılan eklemeler yüzünden madde üç ayrı fıkra haline gelmiştir.

    3) Hüküm değişikliği: 37. maddenin birinci fıkrasına, kusuru ile zarara sebep olan memurlar arasında zincirleme sorumluluk esasını koyan bir ibare eklenmiştir. Ayrıca maddeye, tapu kütüğü memurlarının kusurlarından doğan zararlardan Hazinenin sorumluluğunu kabul etmiş olan 917. maddeye paralel olarak, Hazinenin sorumluluğuna dair bir fıkra ve ayrıca Hazine tarafından ödenecek tazminattan dolayı memurlara geri dönme (rücu) hakkını kabul eden bir fıkra eklenmiştir. Böylece Türk vatandaşlarının nüfus işlerinin karışıklığından  ve memurların kusurlarından dolayı uğrayacakları zararların, mümkün olduğu ölçüde, önüne geçilmesi amacı güdülmüştür. İsviçre Medeni Kanununda da, bu konuda, Devletin ferdi sorumluluğu esası kabul edilmiş bulunmaktadır.’: 

    «III. Sorumluluk.

    Madde 37– Kişisel durum memurları ve bunları doğrudan doğruya denetlemekle görevlendirilmiş olanlar, kendilerinin ve buyrukları altında bulunanların, kütüklerin tutulmasındaki kusurlarından doğan bütün zararlardan kişisel olarak zincirleme sorumludurlar.

    Kişisel durum memurlarının ve bunları doğrudan doğruya denetlemekle görevlendirilmiş olanların ödeyemedikleri zararlardan Hazine sorumludur.

    Zararı ödeyenlerin, bu zarara kusurlarıyla sebep olanlara, sorumluluk sıralarına göre, rücu hakları saklıdır.»