• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 240- Madde İsviçre Medenî Kanununun 219 uncu maddesini karşılamaktadır.

    Edinilmiş mallara katılma rejiminde, katılma alacağı istemi, ilke olarak belirli malların özgülenmesi hakkını kapsamaz.

    Maddenin birinci fıkrasında buna bir istisna getirilmiş ve ölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi hâlinde sağ kalan eşe, o ana kadarki yaşantısını koruyabilmek amacıyla, ölen eşiyle birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine, katılma alacağına mahsup edilmek üzere, bu yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma sözleşmesiyle aksine düzenlemeleri yapabilecekleri öngörülmüştür.

    Maddenin ikinci fıkrası, birinci fıkradaki koşulların mevcudiyeti hâlinde sağ kalan eşe, ev eşyası üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını isteme yetkisi tanımıştır.

    Maddenin ikinci fıkrası, birinci fıkradaki intifa veya oturma hakkı yerine, haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölenin yasal mirasçıların istemiyle, ölen eşiyle birlikte yaşadıkları konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını hükme bağlamıştır. Maddede bu haklı sebeplerin neler olabileceği belirlenmemiştir. Her somut olaya göre bu sebeplerin haklı olup olmadığı hâkim tarafından değerlendirilecektir.

    Maddenin son fıkrasında sağ kalan eşin, ölen eşin meslek ve sanatını icra ettirecek olan altsoylarının varlığı hâlinde, bu meslek ve sanatın icra edileceği bölümlerde intifa, oturma ya da koşulları varsa mülkiyet hakkını kullanamayacağı ifade edilmiştir. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri, ilgili maddelere yollama yaparak saklı tutulmuştur.»



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 200- Yürürlükteki Kanunda bu maddeyi karşı-layan bir hüküm yoktur.

    Bu madde ile, eşlerden birinin ölümünden sonra sağ kalan eşin hayat şartlarının imkân ölçüsünde muhafaza edilmesi amaçlanmaktadır. Bu sebeple sağ kalan eşe, katılmadan doğan alacağına mahsuben diğer eşe ait olan ev ve içindeki eşyaları talep hakkı tanınmıştır. Bu eşyaların ölen eşin kişisel veya edinilmiş malı olmasının önemi yoktur.

    İkinci fıkra, aynı şartlarla, sağ kalan eşe mülkiyet yerine ev üzerinde intifa veya sükna hakkı tanınmasını düzenlemektedir. Bu durumda değer, hakkın sermaye bedeline göre biçilecek ve eşin mahsup edeceği miktar buna göre belirlenecektir.

    Evin bir tarım işletmesi içinde bulunabileceği ve bu hakkın kullanılmasına her zaman elverişli olamayacağı düşünü-lerek üçüncü fıkrada tarım arazisinde miras hukuku hükümleri saklı tutulmuştur.’:

     

    «2. Ev ve ev eşyası

    Madde 200- Eşlerin birlikte oturdukları daire veya evin içindeki eşyanın kısmen ya da tamamen ölen eşe ait bulunması hâlinde, sağ kalan eş, katılmadan doğan alacağına mahsup edilmek ve yetmezse bedel ilâve edilmek suretiyle bunların mülkiyetinin kendisine verilmesi isteyebilir.

    Aynı şartlar altında mülkiyet yerine daire veya ev üzerinde intifa veya sükna hakkı tanıması da istenebilir.

    Tarım arazisine ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.»